Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3800 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27847 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Bodrum İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 17/05/2012NUMARASI: 2012/316-2012/335Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte borçlu R. T.İnş. D.T. Sat. Paz. ve İşl. San. A.Ş yetki itirazında bulunarak, ikametgahının İstanbul olmasından hareketle İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğu itirazında bulunmuş, mahkemece, diğer takip borçlusu Asım Barım'ın yerleşim yerinin Bodrum olması sebebiyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.İİK'nun 50. ve HMK.'nun 447/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 6.maddesinin 1.cümlesine göre, "Genel yetkili mahkeme, dava açıldığı tarihte davalı gerçek ve tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir." HMK'nun 7. maddesine göre; "Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir." Anılan hükümler çerçevesinde birden fazla borçlu varsa bunlardan birinin ikametgahında takip başlatılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Somut olayda, diğer borçlu A.B.ın Bodrum adresine çıkartılan tebligatın bilâ döndüğü, MERNİS adresinin de tespit edilemediği görülmektedir. Bu durumda diğer borçlunun yerleşim yerinin Bodrum olduğundan söz edilemeyeceği için borçlu şirketin yetki itirazının kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.