Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3701 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 512 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Zeytinburnu 2. İcra MahkemesiTARİHİ: 15/11/2005NUMARASI: 2005/366-304Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü. Takibe dayanak ilamda kamulaştırma bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. İlamda oran belirtilmeyip yasal faiz denilmesi halinde faiz oranlarının uyuşmazlığa uygulanması gerekli yasada öngörülen şekilde belirlenmesi gerekir. Buna göre, kamulaştırma bedelleri alacakları için dayanak ilamın kesinleşmesine kadar 3095 Sayılı Yasaya göre yasal faiz oranlarının, kesinleşme tarihinden sonra ise 3.10.2001 tarih ve 4709 Sayılı Yasanın 18. maddesi ile değişik Anayasanın 46/son maddesinde belirlenen kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranlarının uygulanması gerekir.Öte yandan, faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden Borçlar Kanunu’nun 113/2. maddesi uyarınca-halin icabından anlaşılan durum gereği-bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklı fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını her zaman talep edebilir. Esasen borçlu kamu kuruluşunun mahkeme ilamı doğrultusunda alacaklının faiz alacağını hesaplayıp ödemesi objektif iyi niyet kurallarının ve Anayasanın 129/l. maddesi gereğidir.Açıklanan bu koşullara göre alacaklının takip talebinde yazılı olan işlemiş faizi için ilk takip dosyasında talep sınırlandırıldığından yeni bir icra takibi ile ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını istemesinde yasal bir engel yoktur.Gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak yukarıda açıklanan kurallar doğrultusunda repo alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde fazlaya ilişkin haller saklı tutulmadığından bahisle takibin iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2006, gününde oybirliğiyle karar verildi.