Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3694 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 15051 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Üsküdar 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 07/04/2011NUMARASI: 2011/123-2011/196Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu K.. U.. hakkında 07.07.2007 ve 03.01.2006 tanzim tarihli bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmıştır.Borçlunun vasisi M.. U.. Üsküdar 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.09.2008 tarihli 2008/148¬673 E. ve K. sayılı ilamı ile borçlunun kısıtlandığını ve kendisinin de vasi tayin edildiğini, boçlunun hukuki ehliyete sahip olmadığını iddia ederek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme borç doğuran senetlerin düzenlenme tarihi itibariyle borçlunun kısıtlanması için açılmış bir davanın olmadığını,kesinleşmiş mahkeme kararının da bulunmadığını, sonraki tarihli kısıtlanma kararının geriye yönelik işlemler yönünden hüküm doğurmayacağını gerekçe göstererek şikayetin reddine karar vermiştir. Dosyaya ibraz olunan veraset ilamında ilgi tutulan Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastahanesi tarafından düzenlenen raporda K.. U...'da hafif derecede Mental Retardasyon ve Epilepsi hastalığının bulunduğu, akli melekelerinin zayıfladığı ve vesayet altına alınmasının uygun olduğu beyan edildiği için borçlunun kısıtlanmasına karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin ekinde ibraz olunan Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastahanesinin 04.03.2011 tarihli 955 nolu raporda ise K.. U..'nın zeka geriliğinin çocukluktan beri gelen bir özür olduğu, 02.11.2007 tarihi itibarı ile fiil ehliyetinin olmadığı beyan edilmiştir. Yine temyiz dilekçesi ekinde ibraz olunan Askeri doktor tarafından düzenlenen 30.10.1981 tarihli raporda da K.. U..'nın 5-6 yaşlarındaki çocuklara ait davranışları gösterdiği,dikkat ve belleğinin zayıf olduğu, yargılamasının zayıf olduğu bu nedenle askerlik yapamayacağı beyan edilmiştir. Mental retardasyon şahıslarda öğrenme konuşma ve bağımsız yaşama fonksiyonlarını büyük ölçüde bozmakta, genetik, doğumsal birçok sebepten kaynaklanan çok çeşitli hastalıkların bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. 6762 sayılı TTK.nun (Borçlanma Ehliyeti) kenar başlığını taşıyan 582. madde hükmüne göre, akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe, çek ve bono ile borçlanmaya da ehildir. Aynı Kanunun 1. maddesi gereğince, bu kanunun ayrılmaz bir cüzü olduğu açıklanan TMK. 9. madde hükmüne göre fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. 10. madde hükmüne göre ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. 13.madde hükmüne göre yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir. 14.maddehükmüne göre Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur.15.madde hükmüne göre Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz. 16.madde hükmüne göre ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Akıl hastalığı yahut akıl zayıflığı gibi sebeplerden biri ile makul surette hareket etmek iktidarından mahrum bulunanlar, başka bir deyimle tam ehliyetsiz olanların yaptıkları hukuki işlemler kanuni mümessilleri tarafından onaylanmadıkça geçersizdir. 11.6.1941 gün 1941/4-21 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde " ... Mümeyyiz olmayan bir kimse ile hukuki muamelede bulunan diğer akidin bunu bilmeyerek hüsnüniyetle hareket etmiş olması zikri geçen 15. maddenin mutlak ve kat'i sarahatı karşısında öyle bir kimsenin tasarrufu üzerine hukuki hükmün terettüp etmesi için kafi değildir. Kanun o gibi temyiz kudretinden mahrum kimselerin esasen hüküm ifade etmeyen tasarrufları hususunda o tasarruftan dolayı hak iddia edenlerin hüsnüniyetlerini himaye etmemektedir ".... Medeni Kanunumuzun metin ve ruhundan başka türlü bir netice çıkarılmasına imkan yoktur..." şeklindedir. İçtihadı birleştirme kararının sonuç bölümünde ayırt etme gücünden yoksun olan kişilerin tasarruflarının geçersiz olduğu açıkça vurgulanmıştır. Olayımızda da borçlu kısıtlının senetlerin tanzim tarihlerinde Mental retardasyon bozukluğunun bulunduğunun tespit edilmesi halinde yaptığı hukuki işlemler geçersiz olacaktır. Hukuki işlemlerde tarafların fiil ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğu için mahkeme tarafından re'sen gözönüne alınmak zorundadır. Her ne kadar yargılama safhasından sonra ibraz olunan belgeler mahkemeyi bağlamaz ise de; yargılama safhasında dosyaya ibraz olunan vesayet ilamında borçlunun Mental Retardasyon ve Epilepsi hastalığından dolayı kısıtlanması gerektiği beyan edilmiştir.Vasinin şikayet dilekçesindeki iddiaları ve dosyaya ibraz olunan vesayetname gözönüne alınarak borçlunun yakalandığı Mental retardasyon bozukluğunun genetik veya doğumsal olup-olmadığı, takibe konulan senetlerin tanzim tarihleri itibarı ile borçlunun fiil ehliyetine sahip olup olmadığının Türk Medeni Kanunu,Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve 1941/4-21 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince araştırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken senetlerin düzenlenme tarihi itibariyle borçlunun kısıtlanması için açılmış bir davanın olmadığı,kesinleşmiş mahkeme kararının da bulunmadığı, sonraki tarihli kısıtlanma kararının geriye yönelik işlemler yönünden hüküm doğurmayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.