Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3652 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 21529 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Gebze İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 13/07/2009NUMARASI: 2009/598-2009/705Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun şikayeti, Bağ-Kur'dan aldığı emekli maaşına 29.5.2006 tarihinde uygulanan haczin kaldırılmasına ilişkindir. İcra dosyanın incelenmesinde; borçlunun, haciz tarihinden önce 25.05.2006 tarihinde, anılan kurumdan aldığı emekli maaşının haczine muvafakat ettiği görülmektedir.1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 67/1.maddesi ile, bu kanuna göre bağlanan aylıkların nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.Nitekim Ekim 2008 tarihi itibari ile yürürlüğe giren 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik Yasasının 93.maddesi ile de, bu kurumdan alınan emekli maaşlarının haczedilemeyeceğine ilişkin kural korunmuştur. Bu cümleden olmak üzere, Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) olarak tek bir çatı altında birleştirildiğinden, bu kurumlardan alınan emekli maaşlarının hacizleri mümkün değildir.Ancak İİK.nun 83/a maddesi gereğince, "İİK.nun 82 ve 83.maddelerinde yazılan mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir" hükmüne karşın, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanunun 32.maddesi ile, 5510 sayılı SGK.nun 93/1.maddesinde yapılan değişiklikle, bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakatı yok ise, icra müdürü tarafından re'sen reddedileceği düzenlemesine yer verilmiştir.Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, haczedilmesi mümkün olmayan maaşın haczine muvafakat edilmesi halinde, bu muvafakata geçerlilik tanınarak, anılan gelirlerin haczi mümkün hale getirilmiştir. 28.2.2009 tarihinden önceki muvafakatın ise, dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarında da belirtildiği üzere, ancak takibin kesinleşmesinden ve emekli maaşına haciz uygulanmasından sonra olması halinde geçerli olacağı gözden uzak tutulmamalıdır. Bir başka husus da; 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanunun 32.maddesi ile 5510 sayılı S.G.K.nun 93/1. maddesinde yapılan değişiklikle icra müdürüne, bu kurumdan alınan emekli maaşlarının haczi talep edildiği zaman, anılan yasa gereği resen haciz talebini reddetme hak ve yetkisinin tanınmış olmasıdır. Bu yasa hükmüne rağmen takibin kesinleşmesinden sonra, borçlunun lehine olan yasa hükmünden feragat ile muvafakat vermesi halinde (haciz tarihinden önce veya sonra olması koşulu aranmaksızın), icra müdürü alacaklının haciz istemini uygulamak zorundadır. Ancak somut olayda bu ilkenin irdelenmesine haciz tarihi itibariyle gerek yok ise de, borçlunun yukarıda belirtilen haciz tarihinden önce, Bağ-Kur'dan aldığı emekli maaşına haciz uygulanabileceğine ilişkin muvafakatı geçerli değildir. O halde mahkemece açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.