Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3650 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27765 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: İstanbul 9. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 03/09/2012NUMARASI: 2012/631-2012/839Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, dayanak senedin kambiyo vasfı bulunmadığını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.6102 sayılı T.T.K.’nun 776/1-f ( 6762 sayılı TTK.nun 688/6).maddesi gereğince, senette düzenleme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4 (eski 689/son) maddesine göre ise, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Düzenleme yeri olarak, idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Senette bulunması zorunlu olan düzenleme yeri ve düzenleyenin adresi senet keşidecisi için geçerli olup, 6102 sayılı T.T.K.nun 702 6762 sayılı TTK.nun 614).maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistin adresinin senette yazılı olması hali yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermez.Somut olayda, takibe dayanak olarak gösterilen senetlerde düzenleyenin adının yanında “C.-T.” yazılı olduğu görülmektedir. C. ve T.yukarıda açıklandığı şekilde idari birim niteliği taşımadığından dayanak senetlerin kambiyo vasfında olduğunun kabulü mümkün değildir.O halde, mahkemece, takibe konu senetlerde düzenleme yeri bulunmadığından borçlunun kambiyo vasfına yönelik şikayetinin kabulü ile takibin İİK.nun 170/a maddesi gereğince iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde “Türk Milleti Adına” ibaresinin yazılması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/02/2013 günündeoybirliğiyle karar verildi.