Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3609 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 23410 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Ankara 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 03/07/2008NUMARASI: 2008/593-2008/709Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Takip borçlusu, şikayet dilekçesinde; menfi tespit ve istirdata ilişkin ilamların kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceğini, bu nedenle de alacaklı tarafından yapılan ilamlı takibin iptalini talep etmiştir.Takibe dayanak yapılan ilam; şikayetçi tarafından kendisine karşı kambiyo takibi yapılan B. Ü.’ın takibe konu senette vade tarihine ilişkin düzeltme yapıldığı ve senedin zamanaşımına uğradığı nedenleri ile bu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olarak açılan menfi tespit davası sonucu verilmiştir. İlamda, “davanın kabulüne, davacı B.Ü.’ın bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davacı tarafça davalıya ödenen 3.850 YTL' nin, 1.350 YTL' sinin 7.11.2007, 1000 YTL' sinin 10.1.2008, 1.500 YTL' sinin 21.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” hükmedilmiştir. İİK.nun 72/5. maddesi gereğince “menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa takip durur. İlamın “kesinleşmesi üzerine” içeriği esas alınarak yeni bir hükme gerek kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir.” Somut olayda menfi tespit davasının İİK.nun 72/6. maddesi uyarınca istirdat davasına dönüşmüş olması, bu ilamın infazı için kesinleşmesi koşulunu ortadan kaldırmaz.Mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.