Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3574 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 23090 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Uşak İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 02/04/2008NUMARASI: 2008/57-2008/150Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun:“Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi” başlıklı -19/3/2003 tarihli ve 4829 sayılı Kanunla değişik- 20. maddesi ; “13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerle yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarnamenin kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.” hükmünü içermektedir. Maddede atıfta bulunulan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. İmzadan imtina nedeniyle 7201 Sayılı Kanun’un 21.maddesine göre tebligat yapılması halinde Tebligat Tüzüğü’nün 28.maddesinin uygulama yeri yoktur.Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvuru dilekçesinde ise, tebligatı almaya yetkili olan yeğeninin imtina etmesi sonucu tebliğ memurunun tebligatı muhtara yaptığını kabul ve beyan etmektedir. Buna göre muhatabın adreste bulunmaması nedeniyle tebligatın, 7201 sayılı Kanun'un 16. maddesinde sayılan ve tebliğ sırasında adreste hazır bulunan isminivermeyen eşine( borçlunun beyanına göre muhatap adına tebligat almaya yetkili yeğenine) yapılmak istendiği, ancak adı geçenin imzadan ve tebellüğden imtina nedeniyle aynı Kanunun 20. maddesinde yapılan atıfla yine aynı Kanunun 21. maddesine göre mahalle muhtarına teslim edildiğinden Tebligat Tüzüğü’nün 28.maddesinin uygulanması gerekmez.Öte yandan ismini vermekten imtinadan anlaşılması gereken tebellüğden imtina olup, tebliğ memurunun tebligat parçasına adreste bulunanın ismini vermekten imtina ettiğini açıklamış olması 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesinde düzenlenen tebellüğden imtina edildiği sonucunu doğurur. Yapılan tebliğ işlemi bu haliyle yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve usulüne uygundur.O halde Mahkemece borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin ve tebliğ tarihine göre süresinde yapılmayan yetki itirazının reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.