MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe karşı borçlunun iflas erteleme davasında tedbir kararı verildiğini belirterek hacizlerin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin kabul edilerek ihtiyati haciz kararı uyarınca konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinde; Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16/05/2014 tarih ve 2014/184-185 D. iş sayılı ihtiyati haciz kararına dayanılarak borçlu aleyhine haciz işlemleri yapıldığı, Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/168 E. sayılı iflasın ertelenmesi davasında 28/04/2014 tarihli ara kararın 11. bendi uyarınca 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere borçlu şirket aleyhine yapılmış ya da yapılacak tüm takiplerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verildiği, ihtiyati tedbir kararında ihtiyati haciz kararlarının infazına dair herhangi bir açıklamanın bulunmadığı anlaşılmıştır. İİK.nun 179/b madde hükmü gereğince açılan iflasın ertelenmesi davası nedeniyle verilen bu tedbir kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere evvelce başlamış veya başlatılacak takipler durur. Ancak, ihtiyati haciz bir icra takip işlemi olmayıp, asıl icra takip işlemine yardımcı olan, güvence sağlayan, koruyucu nitelikte bir kurum ve bizzat icra takip işlemine dönüşmeye elverişli, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan bir nevi tedbir işlemidir. İhtiyati haczin icra takip işlemi olmadığı hususu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun "İhtiyati haczin İİK. 289.maddesinde öngörülen takip yasağından sayılmayacağına ilişkin" 16.02.2000 gün ve 2000/12-49 esas ve 2000/94 karar sayılı; yine "ihtiyati haczin Türk Ticaret Kanunu'nun 662.maddesinde zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılan takip talebi niteliğinin bulunmadığına ilişkin" 22.06.1968 gün ve 1967/805 esas, 1968/475 karar sayılı ilamlarında da açıkça ifade edilmiştir (Hukuk Genel Kurulu'nun. 23.01.2008 tarih, 2008112-25 Esas, 2008/3 Karar sayılı kararı). Bu nedenle ihtiyati tedbir kararında özellikle tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararı, ihtiyati haczin infazını engellemez. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı bir kez infaz edilmekle son bulmayıp, ihtiyati haciz kararının verilmesine esas alacak miktarını karşılayıncaya kadar ihtiyati haciz işlemlerine devam edilir. Somut olayda da, ihtiyati tedbir kararında, tedbirin açıkça ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediğine göre, geçerliliğini sürdüren ihtiyati haciz kararına dayalı olarak hacizler uygulanmasında yasaya aykırılık yoktur. O halde, mahkemece, hacizlerin kaldırılması isteminin reddi yerine kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.