MAHKEMESİ: Diyarbakır 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/06/2010NUMARASI: 2010/281-2009/316Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, sözkonusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. İcra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir(M.79/1). İcra müdürlüğünce, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden alacak ve haklarından, alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczedilecektir. (M.85/1)Gerek İİK.79.maddesinde, gerekse 85.maddesinde yer alan ifadelerden ortaya çıkan sonuç, icra müdürünün alacaklı tarafından yapılan haciz talebini yerine getirmek zorunda olduğudur. Memurun, haczedilecek menkul,gayrimenkul yada hakların niteliğini esas alarak bunun haczinin mümkün bulunup bulunmadığı konusunda bir takdir hakkı yoktur (HGK.nun 31.3.2004 tarih ve 2004/12-2002 esas - 2004/196 K..).Somut olayda, talimat icra müdürlüğünce hacze gidildiğinde, hacze konu işyerinin (vergi kaydının) üçüncü kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz işleminin yapılmadığı, bunun üzerine, alacaklı vekili tarafından anılan işlemin şikayete konu edildiği görülmüştür. Memurlukça yapılacak iş, talimat gereği haczin uygulanıp orada bulunan ve istihkak iddiasını öne süren kişinin beyanının zapta geçirildikten sonra tutulan haciz tutanağının, talimatı veren icra dairesine gönderilmesinden ibarettir.Bu nedenlerle icra müdürlüğünün işlemi, İİK.nun 85.maddesine aykırı olup, İİK.nun 16/2.maddesi gereğince süresiz şikayete tabi olduğundan alacaklı vekilinin şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yolunda hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.