MAHKEMESİ: İstanbul 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 23/03/2011NUMARASI: 2009/2749-2011/307Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı banka, borçlu şirketler hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatmış olup, borçlu şirketler ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içerisinde icra mahkemesine verdikleri dilekçe ile diğer itirazlarının yanında, şirketlerinin borç altına girebilmesi için H.. E.. ile H.. E..in birlikte çeki imzalamalarının gerekli olduğu, aynı takibe konu çekte borçlu şirketler adına atılı olan imzaların tek imza olduğunu, bu nedenle borçlu bulunmadıklarını ileri sürerek takibin iptali ile birlikte %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.Takibe konu çekin keşidecisinin ..... Tic.Ltd.Şti.,lehtarın ise ....San. ve Tic.A.Ş. olduğu, keşideci imzasının ve lehtarın cirosunun tek imza olduğu, çekin 31.05.2009 keşide, 01.06.2009 ibraz tarihli bulunduğu, alacaklının ciranta konumunda yetkili hamil olduğu görülmektedir. Keşideci ... Ltd.Şti.'nin 05.10.2007 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan, 25.09.2007 tarihinde sicile tescil edilmiş bulunan ana sözleşmesine göre, müdür H. E.. ve A.. E..'in şirket kaşesi veya unvanı altında atacağı münferit imzalarla şirketi 5 yıllığına temsile yetkili kılınmışlardır. Daha sonra 10.03.2009 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan 16.02.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile H.. E.. ve H.. E..in atacakları müşterek imzalar ile şirketi temsil ve ilzama tam olarak yetkili sayılmışlardır. TTK'nun 33 ve 38. maddelerine göre, ticaret sicili kayıtları üçüncü kişiler hakkında gazete ile ilan edildiği günü takip eden iş gününden itibaren hüküm ifade eder. TTK'nun 542/1. fıkrasının göndermesi ile uygulanması gereken, TTK'nun 321. maddesinin ikinci fıkrasında ise, "Temsil yetkisinin tahdidi, hüsnüniyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez, ancak temsil selahiyetinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine hasrolunduğuna veya müştereken kullanılmasına dair tescil ve ilan edilen tahditler muteberdir." hükmünü öngörmektedir. Anılan madde hükümleri gözönüne alındığında borçlu şirket temsilcilerinin münferit yetkilerinin sona erdiği ve 10.03.2009 tarihli ticaret sicil gazetesinin ilanının ertesi gününden itibaren müşterek atacakları imzalar ile şirketi temsil ve ilzam edebileceklerinin kabulü zorunludur. Temsilcilerin, 5 yıllık münferit imzalarla temsil yetkisinin geri alınmadığı için hükmünü sürdürdüğünden söz edilemez. Keşideci ... Ltd.Şti. yönünden borca itirazın kabulü yerine yazılı gerekçe ile itirazın reddi yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Öte yandan mahkemece lehtar ...l A.Ş. yönünden çek keşide tarihi itibariyle şirketin H.. E.. ile H. E..'in müştereken atacakları imza ile temsil ve ilzam olunabileceği, ancak lehtarın münferit imza ile çeki ciro ettiğ gerekçesi ile bu şirket yönünden borca itirazın kabulüne karar verildiği halde İİK'nun 169/a-6. maddesi uyarınca bu şirket lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 14/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.