Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 33236 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 15524 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Nevşehir İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 14/03/2012NUMARASI: 2011/239-2012/53Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı vekili tarafından borçlu mirasçıları hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiştır. Kendilerine ödeme emri tebliğ edilen bir kısım mirasçılar tarafından icra mahkemesine başvurulmuş, murislerinin okuma yazma bilmediği ve ehliyetsiz olduğundan bahisle düzenlenen bononun takip konusu yapılamayacağı belirtilerek takibin iptali istenmiş, iddialarını ispata yönelik olarak 27.04.2009 tarihli bir doktor raporu ve 13.04.2009 tarihli mühür beyannamesi sunulmuştur. TTK'nun 688/7.maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını taşıması için, "... senedi tanzim edenin imzasını" ihtiva etmesi zorunludur. Somut olayda itiraz eden mirasçılar, murislerinin okuma yazma bilmediğini iddia etseler de, senedi imzaladığını inkar etmemektedir. TTK'nun 592. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Borçlunun, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğuna ilişkin iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekmekte olup, borçlular böyle bir delil de ibraz edememişlerdir. Dar yetkili icra mahkemesinde bu konuda tanık dinlenmesi de mümkün değildir. O halde mahkemece borçluların İİK169/a maddesi kapsamında bir itiraz olmayan ve yargılamayı gerektiren, okuma yazma bilmediğine ilişkin itirazın reddi gerekir.Öte yandan TTK.nun 582.maddesi gereğince; akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe ve bono ile borçlanmaya da ehil olduğundan, ancak medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan kişiler kambiyo senedi düzenleyebilirler. Başka bir deyişle, kanun koyucu kambiyo senetlerinin düzenlenmesi için özel bir ehliyet aramamıştır. Şu halde, medeni hakları kullanmak ehliyetinden kısmen veya tamamen mahrum bulunan kişiler, kambiyo senedi düzenleyemezler. Bu nedenle borçlunun (somut olayda murisin) "senedi düzenlediği tarihte" hukuki ehliyete sahip olması gerekir. Aksi takdirde, senet geçerli olmaz. Alacaklı, senedi düzenleyen kişinin ehliyetsiz olması halinde iyiniyetli olduğunu dahi ileri süremez. Çünkü ehliyet konusu kamu düzenini ilgilendirir ve süreye tabi olmaksızın mahkemeden takibin iptali istenebilir. Somut olayda, borçlunun (murisin) ehliyetsiz olduğu (raporlarla belirlenen hastalığın ehliyetsizlik nedeni olduğu) hususu yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman ileri sürülebilir. Bu durumda mahkemece senedin düzenlenme tarihi olan 08.04.2006 tarihinde borçlunun bu işleme ehil olup olmadığı alınacak bir bilirkişi raporuyla belirlenmeden, 27.04.2009 tarihli doktor raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.