Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 32231 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 22742 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Ankara 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 31/12/2012NUMARASI: 2012/851-2012/889Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 02.05.2013 tarih, 9125/16851 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından başlatılan iflas yolu ile adi takipte, örnek 11 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun, yetkiye itirazının yanında ödeme emrinin İİK'nun 58/3, 58/4 ve 60/1. maddelerine aykırı düzenlendiği, ayrıca daha önce gönderilen ödeme emrinin iptaline ilişkin mahkeme kararı kesinleşmeden yeniden ödeme emri çıkarılmasının usulsuz olduğu ve yasada yer almayan hususların ödeme emrine yazıldığı gerekçesiyle şikayette bulunduğu, mahkemece, itiraz ve şikayetlerin İİK'nun 155. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerektiği, icra mahkemesine yapılan başvurunun fuzuli olduğu gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği , kararın Dairemizce onandığı anlaşılmaktadır.2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun Altıncı Bab İkinci Kısmında “İflas Yolu İle Adi Takip” üst başlığı altında “Ödeme emri ve münderecatı” başlığını taşıyan 155.maddesi;“Borçlu iflas yoliyle takibe tabi şahıslardan olup da alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği takdirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsa bu müddet içinde istida ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur” hükmünü içermekte olup; Aynı Kanunun Altıncı Bab Üçüncü Kısmında “Kambiyo senetleri çek, poliçe ve emre muharrer senet hakkındaki hususi takip usulleri” üst başlığı altında “İflas yolu ile takip”te “İtiraz veya şikayet” başlığını taşıyan 172.maddesinde ise; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek istiyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur” hükmü yer almaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, iflas yoluyla adi takiplerde ödeme emri ve kapsamı, İİK’nun 155.maddesinde düzenlenmiştir. Madde hükmünden de anlaşılacağı gibi, iflas ödeme emrinde, borcun yedi (7) gün içinde ödenmesi, ödenmemesi halinde alacaklının mahkemeden iflas talebinde bulunabileceği, borçlunun iflasa tabi şahıslardan olmadığına ve borcu bulunmadığına ilişkin bir itirazı varsa yedi (7) gün içinde icra dairesine bildirmesi gerektiği ve konkordato teklif edebileceği hususlarının yer alması gerekmektidir.Öte yandan, İİK’nun 172.maddesinde; kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile yapılan takipte borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş (5) gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleriyle birlikte icra dairesine bildirmesi gerektiği hususu düzenlenmiştir. Az yukarıda yapılan açıklamalar göstermektedir ki, adi iflas yoluyla takipte, icra dairesi, iflas ödeme emrinin düzenlenmesinde ve bunun borçluya tebliğe gönderilmesinde kanuna aykırı bir işlemde bulunmuşsa, bu halde, borçlunun başvuracağı yol (itiraz değil) ödeme emrine karşı icra mahkemesine şikayet yoludur (İİK. m.16). Zira, İİK'nun 155. maddesinde sadece, itirazın icra dairesine yapılacağı belirtilmiş, aynı Kanunun kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takibi düzenleyen 172. maddesindekinin aksine, şikayet için de icra dairesine gidileceği yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Şu durumda, iflas yoluyla adi takipte, icra dairesi, iflas ödeme emrinin düzenlenmesinde ve bunun borçluya tebliğe gönderilmesinde kanuna aykırı bir işlemde bulunmuşsa, bu halde, borçlunun genel hükümler uyarınca (İİK. m.16) başvuracağı yol ödeme emrine karşı şikayet olup; anılan şikayet başvurusunun da, icra mahkemesine yapılması gerekir (HGK 05.10.2012 tarih 2012/12-30 E.2012/653 K.).Yukarıda yapılan hukuki açıklama ve saptamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; iflas yoluyla adi takipte, icra dairesi, iflas ödeme emrinin düzenlenmesinde ve bunun borçluya tebliğe gönderilmesinde kanuna aykırı bir işlemde bulunmuşsa, bu halde, genel hükümler uyarınca (İİK. m.16) ödeme emrine karşı şikayet başvurusu icra mahkemesine yapılacağından, şikayetçi borçlu şirketin somut uyuşmazlıkta şikayet başvurusunu icra mahkemesine yapması usul ve yasaya uygundur.Hal böyle olunca; iflas yoluyla adi takibe ilişkin İİK'nun 155.maddesinde sadece, itirazın icra dairesine yapılacağının belirtilmesi karşısında, mahkeme kararının yetkiye yönelik itirazın reddine ilişkin kısmı ve Dairemiz onama kararının bu kısma ilişkin bölümü yerinde ise de, yukarıda açıklandığı üzere şikayetin incelenme yeri icra mahkemesi olup, mahkemece şikayetin esastan incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararının Dairemizcebu nedenlerle bozulması gerekirken, onandığı anlaşıldığından Dairemiz onama kararının kısmen kaldırılarak mahkeme kararının borçlunun şikayetleri yönünden esastan inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 02.05.2013 tarih ve 2013/9125 E. -16851 K. sayılı onama ilamının şikayete ilişkin olan kısım yönünden kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.