Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 31727 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 19854 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : Çeşme İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/05/2010NUMARASI : 2010/11-2010/61Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;2- İstanbul 10.İcra Müdürlüğü’nün 2001/1094 esas sayılı icra takip dosyasından 22.10.2009 tarihinde yazılan satış talimatı ile borçlular ....... Metal AŞ., M. E. ve B. A. aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip nedeniyle ipotekli taşınmazların satışının istendiği, Çeşme İcra Müdürlüğü’nün 2006/137 talimat sayılı dosyasından ise satış ilanının borçlu B. A. vekili Av.F.C. G.’a 10.11.2009 tarihinde tebliğ edilmek suretiyle, 22.01.2010 tarihinde yapılan ikinci artırmada taşınmazların alacağına mahsuben alacaklı bankaya ihale edildiği anlaşılmıştır.Çeşme İcra Mahkemesi’nin 2009/80-82 sayılı 29.07.2009 tarihli kararının incelenmesinde, şikayetçi F. A. tarafından borçlu B. A. mirasçısı sıfatıyla kıymet takdirine itiraz edildiği ve itirazın kabul edildiği, anılan kararın satışın yapıldığı talimat dosyası içinde bulunduğu görülmüştür. Dosya içinde bulunan Aliağa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/302-249 sayılı 27.06.2007 veraset ilamının incelenmesinde borçlu B. A.’ın 20.06.2007 tarihinde öldüğü, şikayetçi F. A.’ın ise mirasçı olduğu tesbit edilmiştir. Borçlu B. A. takipten sonra 20.06.2007 tarihinde öldüğünden İİK.nun 53. maddesi gereğince alacaklının tereke aleyhine veya mirasçıların aleyhine takibin devamını istemesi gerekir. Eğer mirasçılar hakkında takibin devamını isterse reddi miras için Medeni Kanun gereğince tayin edilen 3 aylık süre içerisinde takibin geri bırakılması icabeder. Alacaklı vekili borçlunun ölümünden sonra satış istemiş fakat tereke veya mirasçılar adına takibin devamını talep etmemiştir. Bu durumda takip mirasçılara tevcih edilmiş ise her birine bildirimde bulunulması ve satış ilanının mirasçılara tebliği herhalükarda ölümün vuku bulduğu tarihden itibaren Medeni Kanun gereğince terekeye karşı takibe devam edilmek istenirse bundan sonraki işlemlerin ve satış ilanının tereke mümessillerine tebliği icabeder. Alacaklı bunlardan hangisini ihtiyar ettiğini bildirmeden ve mirasçılara bildirimde bulunmadan takibin yürütülmesi yasaya aykırı olduğu gibi mirasçı F. A.’a satış ilanı tebliğ edilmeden ihalenin gerçekleştirilmesi usulsüz olduğundan şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken bu cihetler incelenmeden ve gözetilmeden şikayetin reddi isabetsizdir.Kabule göre de; satış ilanı B. A. vekili Av.F.C. G.’a tebliğ edilmiştir. Ölümle vekalet sona ereceğinden vekile yapılan tebligat ile satışın gerçekleştirilmesi doğru değildir. Mirasçının anılan vekile vekalet vermediği gibi yaptığı işlere icazet göstermediği şikayetçinin icra mahkemesine yaptığı bu başvurudan da anlaşılmaktadır. Borçlunun mirasçısına satışla ilgili tebligatların yapılması tek başına ihalenin feshi nedeni olup süresiz şikayete tabidir. Mahkemece şikayetin reddi yönünde verilen karar bu nedenle de doğru değildir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2).maddede yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.