MAHKEMESİ : Milas İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/04/2014NUMARASI : 2013/329-2014/61 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine 8 adet çeke dayalı başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının dolduğunu beyan ederek icranın geri bırakılmasını talep etmiştir. İcra mahkemesince, 18.11.2005 tarihinde taşınmazlara haciz konulduğu haczin 2 yıl geçerli olduğu ve 18.11.2007'de haczin düştüğü, bu tarihten itibaren 6 aylık süre içerisinde 16.05.2008 tarihinde takibin yenilendiği ve dava tarihi itibariyle çeklerin zamanaşımına uğramadığından bahisle talebin reddine karar verilmiştir. 6762 Sayılı TTK'nun 726. maddesinde çek için düzenlenen zamanaşımı süresi altı ay iken 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 Sayılı Kanun'un 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK'nun 6273 Sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Somut olayda, takibe dayanak çeklerin keşide tarihleri 2005 yılı olup, ibraz süresi 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zamanaşımı süresine tabidir. Takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 133. (6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 154.) maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve 6762 Sayılı TTK'nun 730/18. (6102 Sayılı TTK'nun 818/1-p) maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 662. (yeni 750) maddesinde zamanaşımını kesen sebepler "dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi" şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan Kanun'un 663/2. maddesine göre ise, zamanaşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar. Ayrıca, alacaklının, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. Dosyanın incelenmesinde, borçlunun takipten sonra 6 aylık zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle icranın geri bırakılmasını istediği anlaşılmaktadır. Ödeme emrinin tebliğinden ve takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilince, icra takip dosyasında 18.11.2005 tarihinden 10.07.2008 tarihine kadar zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Bu durumda, takibin kesinleşmesinden sonra icra takip dosyasında belirtilen tarihler arasında 6762 Sayılı TTK'nun 726. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun zamanaşımı şikayetinin kabulü ile İİK'nun 71. ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.