Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3133 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26340 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İstanbul 19. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/06/2012NUMARASI: 2011/1369-2012/614Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :1) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;2) Borçlular hakkında 03.08.2011 tanzim, 15.08.2011 vade tarihli, 47.000 TL miktarlı bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş, borçlu vekili; bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürmüş, mahkemece Eşref Boztepe’ye verilen imza yetkisi gereği itirazın reddine karar verilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 388.maddesi gereğince vekilin kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için özel yetkiyi haiz olması gerektiği gibi ticari vekilin böyle bir taahhüt altına girmesi de aynı Kanunun 453. maddesinde özel yetkinin bulunması koşuluna bağlanmıştır. Ancak, Borçlar Kanunu'nun 450.maddesine göre ticari mümessil böyle bir özel yetkisi olmadan kambiyo taahhütlerinde bulunabilir. Somut olayda, takip dayanağı senedi borçlunun vekil tayin ettiği vekaleten imzaladığı çekişmesizdir. Bakırköy 14. Noterliğince düzenlenen 13.05.2010 tarihli vekaletnamenin, adına işlemlerini yürütmeye, ticari mal almaya,satmaya, bedellerini tahsile fatura fiş tanzim etmeye ve iş yeri faaliyet konusu ile ilgili olarak diğer işlemleri ifa ve icraya yönelik verilmiş dar ve özel bir vekaletname olduğu, vekaletname kapsamı ve R.B.'nin tacir olmadığı dikkate alındığında ticari mümessil sayılamayacağı ve vekile özel olarak bono tanzim etme yetkisi de verilmediğine göre borçlu itirazının kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.