MAHKEMESİ : İzmir 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/04/2014NUMARASI : 2013/569-2014/247 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine (2) adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçildiği, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip konusu bonoların sözleşme kapsamında teminat olarak verildiğini ileri sürerek borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır. HGK'nun 14.3.2001 tarih 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir. Somut olayda, alacaklının cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanları gözetildiğinde, takibe konu bonoların teminat senedi olarak tanzim edildiği yönünde kabulü bulunmadığı gibi, takibe konu bonoların teminat amaçlı verildiğine dair senet metinlerinde de bir ibarenin yer almadığı görülmektedir. Öte yandan dosyaya sunulan ve alacaklı vekili tarafından varlığı inkar edilmeyen 04.12.2007 ve 03.12.2008 tarihli sözleşmelerde, her ne kadar 150.000 TL ve 110.000 TL bedelli teminat senetlerinden bahsedilse de, takibe dayanak bonoların keşide ve vade tarihlerinin sözleşme tarihlerinden farklı olduğu, sözleşmelerde takibe konu senetlere açık atıf bulunmadığı, alacaklı tarafın ibraz edilen 04.12.2007 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda sunulan sözleşmelerin, teminat iddiasını kanıtlamaya yeterli ve dolayısıyla İİK.nun 169/a-1 maddesine uygun nitelikte belgeler olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.