Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 30917 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26041 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Malatya 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/12/2013NUMARASI : 2013/426-2013/504 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Şikayetçi 28.10.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında hukuka aykırı olarak icra kefili yapıldığını, tutanağın kendisine okunmadığını, emekli maaşının haczedilmesine ilişkin muvafakatın hukuka aykırı olduğunu iddia ederek kefilliğin kaldırılması, aksi halde emekli maaşının haczi yönünde yapılan işlemin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvuruda bulunduğu, mahkemece kefaletin usulüne uygun ve geçerli olduğu, ayrıca henüz maaş haczi sözkonusu olmadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği görülmüştür. İcra kefaletinin amacı, icra takibine konu edilen ve anında ödenemeyen bir borcun üçüncü kişi (icra kefili) tarafından ödenmesini sağlamaya yöneliktir.İİK'nun 38.maddesinde kefeletin şekli hakkında özel bir hüküm bulunmadığından 6098 sayılı BK'nın 583. maddesi hükmü icra kefilliği içinde geçerlilik şartıdır. Anılan maddenin birinci f??krasına göre; "Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır. "hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, 28.10.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında şikayetçi T.. M.. "dosya borcunun 15.000 tl sine icra kefili olmak istiyorum" diyerek icra kefili olmayı kabul ettiğini beyan etmiş, bu husus tutanağa geçirilerek tutanağın altı şikayetçi tarafından imzalanmış ise de, şikayetçi, hukuka aykırı olarak kefil yapıldığını, tutanağın kendisine okutulmadan imzasının alındığını ileri sürerek kefillik işleminin kaldırılmasını talep ettiğine göre, mahkemece Borçlar Kanunu hükümleri esas alınarak icra kefaletinin yasada öngörülen koşullara uygun olup olmadığının incelenerek şekil şartlarına haiz değil ise icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken bu hususta yeterli inceleme yapılmadan şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Şikayetçi, temyiz sırasında icra kefaleti ile ilgili olarak Malatya 1.İcra Mahkemesi'nin 2013/464 E. sayılı dosyasında, icra emrine karşı dava açıldığını belirttiğinden, anılan dosya incelenip derdestlik hükümleri çerçevesinde bir karar vermek gerekirken; bu konuda da olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi doğru görülmemiştir. SONUÇ :Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.