Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30834 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23045 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bursa 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/06/2014NUMARASI : 2014/285-2014/408 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi 3.kişinin, maaş haczine ilişkin müzekkerelerin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek, tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; tebligat geçersiz ise de 24/01/2014 tarihinde borçlunun iş yerinde iş yeri çalışanının huzurunda hacze gelinmesi karşısında, şikayetçinin öğrenme tarihinin 24/01/2014 olduğunun kabulünün gerektiği gerekçesi ile istemin süre aşımından reddine karar verildiği görülmektedir. Takip dosyasında bulunan tebligat mazbatalarının incelenmesinde; tebligatların borçlunun işyeri adresinde TK'nun 21/1. maddesine göre yapıldığı anlaşılmaktadır. Tebligat mazbatasında çalışanın işyerinde hazır olduğunun belirtildiği ve tebellüğden imtina ettiğine dair bir kayıt da bulunmadığına göre, TK'nun 17. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 26. maddesi uyarınca; muhatabın bulunmaması halinde daimi çalışanına tebligat yapılması gerekirken, tebliğin aynı Kanunun 21/1. maddesi uyarınca yapılması usulsüz olduğu gibi, ayrıca beyan sahibinin imzasının alınmadığı veya imzadan imtina durumunun da belirlenmediği görüldüğünden, bu haliyle de tebliğ işlemleri mahkemenin de kabulünde olduğu üzere usulsüzdür. Tebligatın usulüne uygun yapılmadığı durumlarda, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin belirlenmesi zorunludur. Anılan maddede; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliği tarihi addolunur" hükmüne yer verilmiştir. Buna göre şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı delil ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla kanıtlanamaz. Öte yandan şikayetçinin hazır bulunmadığı sırada, borçlunun borcu için şikayetçinin adresine hacze gelinmiş olması, şikayetçinin, daha önce gönderilen maaş haczine ilişkin müzekkerelerin usulsüz olarak yapılan tebliğ işlemlerini öğrendiği sonucunu doğurmaz. O halde mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.