Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30643 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24642 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 12. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/06/2014NUMARASI : 2014/150-2014/611 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; borçlunun yetki itirazının kaldırılması talebinin kabulüne, borca itirazının kaldırılması talebi yönünden ise; “taraflar ararsındaki sözleşme sebebyle karşılıklı edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin dar yetkili icra mahkemesinin yargı sınırlarını aştığı” gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince, talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar ve noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Ancak, borçlu, borç doğuran ilişkiyi kabul etmişse, alacaklının artık İİK.nun 68/1.maddesinde belirtilen belgelere dayanmasına gerek yoktur. Somut olayda icra takibinin dayanağının 30.04.2007 tarihli “Akdedilecek çeşitli türdeki Finansal içerikli sözleşmelere esas olmak üzere hazırlanan hizmet danışmanlık sözleşmesi” olduğu, borçlunun ödeme emri tebliği üzerine yasal süre içerisinde icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinde; sözleşme gereği alacaklıya 23.03.2007 tarihinde 5.715 euro ( 10.612,75 TL), 25.04.2013 tarihinde 30.000 euro ( 55.416,00 TL) ödeme yapıldığını, sözleşme şartları gerçekleşmediğinden 26.400 euroluk alacaktan bahsedilemeyeceğini belirterek takipte talep edilen 62.115,00 euro (169.257,16 TL) asıl alacak ve ferilerine itiraz ettiği, alacaklının icra mahkemesine başvurusunda borçlunun ödeme iddiasında bulunduğu 35.715 euroluk ( 30.000 euro + 5.715 euro) alacağa yönelik itirazının kaldırılmasını talep ettiği görülmektedir. Borçlu, itiraz ettiği 35.715 euro asıl alacak ve ferileri yönünden hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında alacaklının artık İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Çünkü anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan hukuki ilişki ve borçtur. Borçlu hukuki ilişkiyi ve borcu kabul edip sözleşmede belirtilen vadesi gelmiş taksitlere ilişkin ödemelerde bulunduğunu ileri sürdüğüne göre kabul edilen bir hususun ayrıca İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı kabul edilmelidir (H.G.K.'nun 04.12.1985 tarih ve 1984/12-527 E. 984. K.). O halde mahkemece, borçlunun ödeme iddiası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.