MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların yasal sürede icra mahkemesine başvurularında; senedin teminat senedi olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece, takip konusu senedin taraflar arasında düzenlenen 20.07.2012 tarihli kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği gerekçesiyle takibin iptaline hükmedildiği anlaşılmaktadır.HGK'nun 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine 20.6.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve düzenlenme tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.Somut olayda, her ne kadar taraflar arasında düzenlenen 20.07.2012 tarihli kredi sözle??mesinin tarihi ve kredi miktarı ile senedin düzenlenme tarihi ve miktarı aynı ise de, kredi sözleşmesinde vade tarihi belirtilmediğinden takip konusu senede açıkça atıf bulunmamaktadır. Öte yandan, alacaklının cevap dilekçesi ve devamındaki beyanlarında takip konusu bononun teminat senedi olmadığı, kredilerin geri ödenmesi amacıyla verildiği bildirilmiştir. Alacaklı vekilinin bu beyanı senedin, kredi borcunun edası (ifası) amacı ile düzenlendiğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan genel kredi sözleşmesinde, senedin bu sözleşme gereğince ve sözleşmenin düzenlendiği sırada verildiğine dair bir açıklama da yoktur. Kaldı ki, borçlular vekili tarafından verilen itiraz dilekçesinde, takibe konu borcun ödendiği belirtildiğine göre, borcun varlığı kabul edilmiştir. Bu durumda, İİK'nun 170/a maddesinin son fıkrası gözetildiğinde, alacağın tahsilinin yargılamayı gerektirdiği nedeni ile aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca takibin iptaline karar verilemez. Borçlu tarafından ileri sürülen belgelerde takip konusu senede açık bir atıf olmadığı gibi, alacaklının da teminat iddiasına yönelik kabulü bulunmadığından, mahkemece, borçlunun, senedin, teminat senedi olduğuna ilişkin borca itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, bononun teminat olarak verildiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.