Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30379 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16867 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklının, adi senede ve rehin açığı belgesine dayalı olarak borçlu hakkında başlattığı genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde; borçlu, süresinde icra dairesine yaptığı itiraz üzerine takibin durması gerekirken, itirazının dikkate alınmayarak takibe devamla aleyhine haciz işlemleri yapıldığını ileri sürerek takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurmuş; mahkemece, rehin açığı belgesinin İİK'nun 68/1 maddesinde sayılan ve borç ikrarını içeren senet mahiyetinde olduğu, borçlunun itirazının hükümsüz olup, takibe devamla haciz işlemlerinin yerinde olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.İlamsız takiplere ilişkin, İİK'nun 62. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Aynı kanunun 66. maddesine göre de, müddetinde yapılan itiraz, takibi durdurur. Ödeme emrine itiraz edilmesi halinde, duran takibin devamını sağlayabilmek için alacaklı, İİK'nun 68. maddesine göre itirazın kaldırılmasını isteyebileceği gibi, İİK'nun 67. maddesi uyarınca genel mahkemede itirazın iptali davası da açabilir. Ödeme emrinin borçluya 12.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun 16.03.2012 tarihinde yasal yedi günlük süresi içerisinde takibe itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, süresinde yapılan itiraz üzerine takip durduğuna göre, takibin devamı ve haciz işlemlerine başlanabilmesi alacaklının itirazın iptali veya itirazın kaldırılması hakkında sunacağı mahkeme kararına bağlıdır. Ayrıca, mahkemece, rehin açığı belgesinin İİK'nun 68/1 anlamında belge olup olmadığı hususu, alacaklının itirazın kaldırılmasına yönelik başvurusunun incelenmesi sırasında değerlendirilebilecek bir husus olup; takip konusu belgelenin anılan maddede öngörülen nitelikte olması, itirazın bu nedenle ve doğrudan doğruya geçersizliği sonucunu doğurmaz. Bu nedenle, mahkemenin borçlunun itirazının hükümsüz sayılmasına dair gerekçe ve tespitinde isabet bulunmamaktadır. Bu durumda, alacaklı tarafından itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yolunda bir kararın icra dosyasına sunulmadığı sabit olup; bu halde takibin devamı ve haciz işlemlerine başlanması mümkün bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, şikayetin belirtilen nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine yönelik hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.