Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 30348 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20212 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını bu nedenle takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece gider avansının verilen kesin sürede yatırılmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. HMK’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesinde; “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl ... çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. (2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.”Hükmü getirilmiştir.Maddede ayrıca, 1086 sayılı Kanunda yer almayan, yeni bir düzenleme yapılarak, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, 15.10.2014 tarihli duruşmada borçlu vekilinin yokluğunda gider avansının yatırılması için borçluya 2 haftalık kesin süre verildiği, 2 haftalık kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığı takdirde davanın usulen red edileceğine karar verildiği ancak ihtarın tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.O halde mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle borçlunun imza itirazının esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.