Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30230 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17763 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borçlu icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emri tebliğ işleminin, borçluya ait olmayan adrese ve birlikte oturmadığı amcasına yapıldığından usulsüz olduğunu ve sair şikayetini ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu ve ödeme emri tebliğ tarihine göre de sair şikayetin yasal beş günlük süreden sonra olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine göre; "Kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğ, aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılır." 4829 sayılı Kanun ile; Tebligat Kanunu'nun 16. maddesinde yer alan "birlikte oturan ailesi efradı" ibaresi, "aynı konutta oturan kişiler" şeklinde değiştirildiğinden, muhatap adına kendilerine tebligat yapılacak aynı konutta oturan kişiler, aile fertleri, yakın ve uzak akrabalar veya hizmetçilerden biri olabileceği gibi, bu kimseler dışında kalan ancak muhatapla birlikte oturan diğer kimseler de olabileceklerdir. Muhatapla birlikte oturma şartının gerçekleşmiş sayılabilmesi için muhatapla aynı çatı altında oturmak yetmeyip, aynı daireyi paylaşmış olmak gerekir.Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde, bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddia tahkik edilmelidir. H.G.K.nun 7.4.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabilir. Somut olayda, örnek 7 numaralı ödeme emrinin, borçlunun; “...” adresinde, “Muhatabın işe gitmesi sebebiyle aynı konutta birlikte ikamet ettiğiniehliyetli ve reşit olduğunu beyan eden amcası...'a tebliğ edilmiştir" şerhi verilerek, Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği görülmüştür.Şikayetçi, ... ile “aynı konutta oturduğu”na yönelik tebliğ mazbatasındaki beyanın aksine, farklı adreste oturduklarını ve tebliğ yapılan adresin borçluya ait olmadığını iddia ettiğine göre, mahkemece, HGK kararı uyarınca borçlunun ileri sürdüğü hususlarla ilgili deliller toplanarak ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi de gözetilerek, tebliğ işleminin usulsüz olması ve muttali tarihine göre de sair şikayetin süresinde olduğunun anlaşılması halinde, borçlunun sair şikayet nedeninin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.