Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30221 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17649 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, şikayetçi ... icra mahkemesine başvurusunda, borçlunun takibin devamı sırasında ölümü üzerine 1. zümre mirasçıların tamamı tarafından mirasın reddedilmesi nedeniyle alacaklı tarafından takibe 2. zümre mirasçılar hakkında devam edilmek istendiğini ve şikayetçinin de 2. zümre mirasçılardan olan borçlunun kardeşi olduğunu, ancak TMK'nun 614. maddesi gereğince 1. zümrenin mirası reddi ile mirasın kendiliğinden 2. zümreye geçmeyeceğini, 1 ay içinde 2. zümrenin açıkça mirası kabul ettiğini bildirmemesi üzerine reddetmiş sayılacaklarını ileri sürerek takibin durdurulması ile taşınmazlarına konan hacizlerin kaldırılmasını ve satışın durudurlmasını talep etmiş, mahkemece dosya üzerinden verilen kararla, borçlunun mirasının şikayetçi kardeşine geçtiğine ilişkin bir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı gerekçesiyle şikayet kabul edilmiştir.TMK'nun 612. maddesi gereğince, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. Aynı Kanunun 614. maddesinin 1. ve 2. fıkrasına göre ise; mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, sulh hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse, reddetmiş sayılırlar. Mirasın en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunması ve bunların kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmediklerinin sorulması yönünde bir talepte bulunmamaları halinde miras iflas hükümlerine tasfiyeye tabi olur ve miras, mirasbırakanın kardeşine geçmez. Somut olayda, borçlu..'ın takibin kesinleşmesinden sonra 05.8.2013'te öldüğü, alacaklı vekilinin icra dairesine yaptığı 29.9.2014 tarihli talep ile, borçlunun öldüğü bildirilerek altsoy mirasçıların mirası reddettiği, bu nedenle diğer mirasçılar olan kardeşlerine muhtıra gönderilmesini istediği, müdürlükçe talebin kabulü ile borçlunun kardeşlerine gönderilen muhtıra ile dosya borcu bildirilerek 1 hafta içinde ödenmesi aksi halde takibe devam edileceğinin belirtildiği, muhtıranın 13.10.2014'te tebliğinden sonra şikayetçinin taşınmazına 17.11.2014 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Şikayetçinin mirası reddettiklerinden dolayı hakkındaki takibin durdurulması ve taşınmazına konulan haczin kaldırılmasını şikayet yolu ile icra mahkemesinden talep ettiği görülmektedir. İİK'nun 18/3. maddesine göre, aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgililileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir. Bu durumda, şikayetçinin 2. zümre mirasçı olup mirası kabul yönünde bir iradesinin olmaması nedeniyle mirasın kendisine geçmediğine yönelik iddiaları bulunduğundan, dosya kapsamında da veraset belgesi ve mirasın reddine ilişkin bir karara rastlanmadığından, şikayetin niteliği ve tarafların iddia ve beyanları dikkate alındığında mahkemece İİK'nun 16, 18. maddesi uyarınca takdir hakkının duruşma açılması yönünde kullanılması duruşma açılıp, taraf teşkilinin sağlanması tarafların ileri sürdüğü hususlarla ilgili deliller toplandıktan sonra, alacaklının, borçlunun mirasçısı sıfatı ile takibi şikayetçiye yöneltme hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.