Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30197 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20467 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:1- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının REDDİNE;2- Borçlunun temyiz itirazlarına gelince; İcra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, İİK. nun 170/4. maddesinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. İcra takibinin dayanağı olan bonoda alacaklının lehtar olup, borçlunun ise keşideci lehine aval veren olduğu görülmektedir. Bu durumda, lehtar ile imzaya itirazı kabul edilen avalist doğrudan ilişki içinde olduğundan, aval imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Aval imzasının, borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ile sorumlu tutulması gerekir.O halde, mahkemece, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tazminat isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.