MAHKEMESİ : İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından genel kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarına dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresi içerisinde icra dairesine verdiği dilekçe ile borca, işlemiş faize ve oranı ile takip tarihinden itibaren istenilen %99 faiz oranına itiraz ettiği, alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. İİK'nun 68/b maddesi uyarınca, borçlunun hesap kat ihtarına bir aylık süre içerisinde itiraz etmesi gerekir. Aksi halde kredi sözleşmeleri ile bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar İİK'nun 68. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar. Somut olayda borçluya gönderilen hesap özetindeki alacak tutarına itiraz edilmemekle kesinleşmiş ve İİK 68/1. fıkrasında yazılı imzası ve borcu ikrar edilmiş belge niteliği kazanmıştır. Alacaklı hesap kat ihtarına tebliğ edildiği tarihe ve ödeme için varsa tanınan sürenin sonuna kadar olan dönem için sözleşme (akdi) faizi, ödeme süresinin bitiminden takip tarihine kadar temerrüt faizini talep edebilir. (HGK. 13.03.2002, 12-111 E./182 K.).Borçluları koruma amacı ile konulan TBK'nun 88. maddesine göre; "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmadıkça faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz". Temerrüt faizini düzenleyen BK'nun 120. maddesi; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir." Sözleşme ile kararlaştırılacak temerrüt faiz oranı "birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa, yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faiz oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur" düzenlemesi ile temerrüt faizine sınırlama getirmiştir. Ancak bu sınırlandırma ticari işler için geçerli değildir. TTK'nun "Ticari işlerde faizli oran serbestliği ve birleşik faiz serbestliği" karar başlıklarını taşıyan 8. madde "Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir" kuralını getirmiştir. 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürülüğü ve uygulama şekli hakkında Kanun'un 1. maddesi geçimine etkili olmama kuralı başlığını taşımakta olup, "Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağdaşmaz olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir." hükmünü düzenlemiştir. Aynı Kanun'un 7. maddesi ise; Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76'ıncı, faize ilişkin 88'inci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüne ilişkin 138'inci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır" düzenlemesine yer vermektedir. Bu kurallar ışığında somut olaya bakıldığında takip tarihinin 13.10.2010 tarihi olup, Türk Borçlar Kanunu'nun faize ilişkin sınırlamalar getiren 88 ve 120. maddelerinin daha sonra 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe girdiğinden takipte işlemiş faiz miktarı ile faiz oranının tespitinde uygulanması mümkün değildir. Söz konusu hükümlerin ticari faiz hariç olmak üzere 1.7.2012 tarihinden sonra derdest olan tüm icra takiplerinde uygulanması mümkündür. Bu nedenlerle mahkemece, borçlu tarafça yapılan ödemeleri de dikkate almak sureti ile yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca işlemiş faiz miktarı ve oranlarını Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde bilirkişi aracılığı ile belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, olayda uygulanma imkanı olmayan BK'nun 120. madde hükmünü esas alan bilirkişi raporunu esas alarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.