Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30125 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21732 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ayvalık İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/04/2014NUMARASI : 2013/226-2014/12 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, örnek 6 numaralı icra emrinin tebliği üzerine borçlular, E.. E..'in 100.000,00 TL'lik borca kefil olmuş olmasına rağmen icra emrinde 130.429,27 TL'lik borçtan sorumlu tutulduğunu, asıl alacak 112.533,49 TL olarak gösterilmiş ise de müvekkillerinden E.. E..'in 100.00,00 TL kredi aldığı ve bu kredinin de bir kısmını alacaklıya ödenmiş olmasına rağmen asıl borç miktarının fazla hesaplandığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kısmen kabul edilerek, borçlulardan kefil E.. E..'in 100.000,00 TL borçtan sorumlu olduğunun tespiti ile takibin 100.000,00 TL'yi aşan kısmının iptaline karar verildiği görülmektedir. İİK.'nun 150/ı maddesine göre, krediyi kullandıran taraf, borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter marifetiyle borçluya (krediyi kullanan tarafa) kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ettiği takdirde borçluya icra emri gönderilir. Bunun için ipotek akit tablosunun kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmesi şart değildir. Aynı maddeye göre, krediyi kullanan borçlunun noter aracılığı ile 8 gün içinde hesap özetine itiraz ettiği ispat edildiği takdirde, krediyi kullandıran taraf İİK. nun 68/b maddesi çerçevesinde alacağını diğer belgelerle ispat edebilir. Bu kuralın mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak denetlenmesi zorunludur. Kredi borçlusunun kendisine noter aracılığı ile gönderilen hesap özetine 8 gün içinde itiraz etmemesi halinde ihtarda belirtilen miktar kesinleşir ve bu durumda itiraz nedenlerinin İİK. nun 149/a ve 33.maddelerinde öngörülen koşullara göre kanıtlanması zorunlu hale gelir. Somut olayda, şikayetçi borçluların hesap kat ihtarlarına 8 gün içinde itirazda bulunduklarına ilişkin bir iddiaları bulunmadığı gibi dosya içinde de böyle bir belgeye rastlanmamıştır. Bu durumda, İİK.nun 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmiş olup, borçluların alacak miktarına yönelik iddialarını icra mahkemesinde ileri sürülmesi mümkün olmayıp, ancak İİK.nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 33/1-2 maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebilecekleri gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve hesap kat tarihinden, takip tarihine kadar istenen faiz miktarını ve işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabilirler. Şu hale göre, mahkemece kredi sözleşmeleri, ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarnamesi birlikte değerlendirilip, takipte istenilen alacak ve faiz taleplerinin ihtarnameye uygunluğu denetlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçluların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.