Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 30107 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 30631 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Simav İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/03/2014NUMARASI : 2013/144-2014/24 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, kendisine satış ilanının tebliğ edilmediği nedeniyle ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece satış ilanın borçluya 13.03.2013 tarihinde bizzat tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde, şikayete konu ihalenin 18.11.2013 tarihli ihale olup, 13.03.2013 tarihinde tebliğ edilen satış ilanının ise daha önce icra müdürlüğünce düşürülen ihaleye ilişkin olduğu belirlenmiş olup, mahkemenin bu yöne ilişkin ret gerekçesi yerinde değildir. Ancak, şikayete konu 18.11.2013 tarihli ihaleye ilişkin satış ilanının borçlu vekili sıfatı ile Av. H. B.'e 02.10.2013 tarihinde bizzat tebliğ edildiği görülmekte olup, Avukatlık Kanunu’nun 41.maddesi gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olmakla, asile tebligat yapılmaması ihalenin feshini gerektirmez. Ne var ki, İİK. nun 128/a maddesinin 2.fıkrası gereğince kesinleşen kıymet takdiri için iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Hukuk Genel Kurulu’nun 26.2.1992 günlü ve 1992/70-130 sayılı kararı ile benimsenen, 4. Hukuk Dairesinin 01.07.1991 günlü ve 6836/6553 sayılı kararı ile “satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten iki sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı” kabul edilmiştir. Yine Hukuk Genel Kurulu’nun aynı kararında İİK. nun 128/a maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcının bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen nazara alınmalıdır. Somut olayda, şikayete konu taşınmazlarla ilgili olarak kıymet takdirinin 26.06.2011 tarihinde yapıldığı, bilirkişiler tarafından 30.06.2011 tarihli raporun düzenlendiği, borçlunun itirazının icra mahkemesince reddedildiği, ihalenin ise 18.11.2013 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Buna göre, satışa esas alınan kıymet taktirinin yapıldığı 26.06.2011 tarihinin üzerinden iki yıllık süre geçtikten sonra, ihalenin yapılmış olması nedeniyle, mahkemece, bu hususun re’sen nazara alınarak ihalelerin feshine karar verilmesi gerekirken, göz ardı edilerek istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.