Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30026 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19250 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :1-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının (REDDİNE);2-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, lehdar ciranta imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, itirazın kısmen kabulü ile muteriz borçlu yönünden takibin durdurulmasına, borçlunun tazminat ve para cezası talebinin ise takibin durdurulmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.İİK'nun 170/4. maddesine göre, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder.Somut olayda, takip dayanağı senette borçlunun lehdar ciranta; alacaklının ise senedi borçlunun cirosu ile iktisap eden 2. ciranta olduğu görülmektedir. Bu durumda, alacaklı ciranta, imzaya itiraz eden kendi cirantasının imzasının sıhhatini bilecek durumda olduğundan senedi takibe koymada ağır kusurlu kabul edilmelidir.O halde, mahkemece borçlu lehine asıl alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacaklının asıl alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkümiyetine karar verilmesi gerekirken, olaya uygun düşmeyen ve imza itirazının reddi halinde uygulanması gereken İİK'nun 170. maddesinin üçüncü fıkrasının dördüncü cümlesi gerekçe gösterilerek borçlunun tazminat ve para cezası talebinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.