Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 29757 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 17437 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Finike İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 19/03/2010NUMARASI: 2010/2-2010/25Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı, borçlu vekili, keşideci ve lehtarın aynı kişi olduğu halde, alacaklının lehtar hanesine kendi ismini yazdığını, takip dayanağı senedin kambiyo vasfının bulunmadığını belirterek takibin iptalini talep etmiştir.TTK’ nun 585. maddesi hükmüne göre, poliçe keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi bizzat keşideci üzerine veya bir üçüncü şahıs hesabına da keşide edilebilir. Ancak TTK.nun 690.maddesi, aynı yasanın 585.maddesine yollama yapmadığından, anılan madde bonolar hakkında uygulanamaz. Dolayısiyle bir kimse poliçelerde olduğu gibi kendi emrine bono tanzim edemez. Bir başka anlatımla bonoyu tanzim eden, kendisini lehtar göstererek bono düzenleyemez. Zira, poliçedeki keşideci ile bonodaki keşideci aynı konumda olmayıp; poliçede kabul eden muhatap, bonodaki keşideci durumundadır. Somut olayda, takip dayanağı senedin keşidecisinin şikayetçi .................... olduğu, lehtar hanesinde de onun ismi yazılı iken, üzeri çizilerek alacaklı .......................'nun isminin yazıldığı görülmektedir. Lehtar hanesinde yapılan bu değişiklik imzalanmadığından geçerli değildir. Bu durumda, takip dayanağı belge, yukarıda açıklanan madde gereğince bono niteliğinde olmadığından, mahkemece İİK.nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.