MAHKEMESİ: Pendik 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 22/05/2009NUMARASI: 2009/317-2009/504Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 170/3. maddesinde, inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu "anlaşılırsa" itirazın reddine karar verileceği hüküm altına alınmıştır. Senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senedi elinde bulunduran ve takip konusu yapan bir başka anlatımla imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. (HGK'nun 26/04/2006 gün 2006/12-259 E., 2006/231 K. Sayılı kararı)İİK'nun 170/3. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 68a/4. maddesinde incelemenin nasıl yapılacağı HUMK'nun 309/2.,3.,4. ve 310.,311.,312. maddelerine atıf yapılarak açıklanmıştır. Somut olayda takip konusu çek keşideci imzasını taşıdığı halde keşideci durumunda olan takip borçlusu İ. B. vekili müvekkilinin imza yerine sol el başparmağı ile parmak basmakta olduğunu, imzanın müvekkiline ait olmadığını belirtip, takibin iptalini istemiş, delil olarak ta çekin keşide tarihinden önce 11/01/2006 tarih 00858 yevmiye numaralı Kartal 14. Noterliği'nin mühür tasdikine ilişkin belgeyi ibraz etmiştir. Yargılama sırasında borçlu vekili, müvekkilinin resmi dairelerdeki işlerinde ve bankalarda mühür kullandığını alacaklı vekili ise, borçlunun imzalarının bulunduğunu ileri sürdüğünden öncelikle taraflardan özellikle ispat külfeti kendisinde bulunan alacaklıdan borçlunun imza örneklerinin bulunduğu yerler hakkında beyanları alınıp, varsa resmi mercilerdeki (seçmen kütüğü, nüfus idaresi vs....) imzaları istenip,ve ayrıca huzurda borçlunun yazı ve çizgileri alınmak suretiyle gerektiğinde bilirkişi aracılığı ile imza incelemesi yapılması gerekir. Mahkemece imzanın borçluya ait olduğu açıkça belirlenemediği halde İİK'nun 170/3. maddesine aykırı olarak eksik inceleme ile ve ispat yükünü borçluya yüklemek sureti ile itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11/02/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.