Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2958 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 30425 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Eskişehir 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/09/2012NUMARASI: 2012/330-2012/438Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu vekilinin, müvekkiline usulüne uygun satış günü tebliğ edilmediği ve sair nedenlere dayalı olarak yapılan ihalenin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Avukatlık Kanunu'nun 41 ve HMK.nun 73, 81, 82, 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Borçlunun, vekili aracılığıyla Eskişehir 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.10.2011 tarih ve 2011/672 E., 2011/706 K. sayılı dosyası üzerinden kıymet takdiri raporuna itiraz ettiği ve kararın takip dosyası arasında bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz.Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre, satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi de aynı hukuki sonucu doğurur. O halde mahkemece, yapılan açıklamalar ışığında, dava konusu olan taşınmaz yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de, 7201 Sayılı Tebligat Kanununun "Bilinen Adreste Tebligat" başlığını taşıyan 10.maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir." düzenlemesi yer almaktadır.Anılan madde hükmü gereğince, tebliğ yapılmak istenen kişinin bilinen en son adresine tebligatın çıkartılması gerekir. İcra takip dosyasında, icra emri ve kıymet takdir raporu borçlunun "Me, M,. Şe,er C,. No,Mu,/A,a" adresine mernis adresi olduğu belirtilerek tebliğe çıkarılmış, posta memurunca borçlunun "M,ğı M,. ,. S,. N,Antalya" adresi tespit edilerek, bu adreste Tebligat Kanunun 21/1 maddesi gereğince 05.09.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu haliyleborçlunun bilinen en son adresi "Meydankavağı Mah. 1597. Sok. No:27/1 Antalya" adresidir.Somut olayda, borçlu asile az yukarıda belirtilen adresinde icra emri ve kıymet takdir raporunun tebliğ edilmesine rağmen satış ilanı tebligatı "M,ı M,. Şe,r C, Mu,/Antalya" adresine Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre tebliğ edilmiştir. Tebliğ yapılan adres, borçlunun bilinen son adresi olmadığından, borçlu asile yapılan satış ilanı tebliğ işlemi de usulsüzdür. (Hukuk Genel Kurulu'nun 04.11.2009 tarih ve 2009/12-408 esas, 2009/486 karar sayılı kararı) Bu durumda mahkemece, borçlu asile yapılan tebligatın usulüne uygun olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verilmiş olması da doğru değildir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.