Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2957 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27732 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı ve borçlu ve Av. ...'a örnek 7 nolu ödeme emrinin 11.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin icra dosyasına itirazlarını bildirmediği, borçlu ...'ye örnek 7 nolu ödeme emrinin 15.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu ...'nin 20.05.2014 tarihinde icra dairesine başvurarak itirazlarını bildirdiği, icra müdürlüğünce itiraz süresinde olduğundan İİK.nun 66. maddesi gereği takibin durdurulması yönünde işlem tesis ettiği anlaşılmaktadır.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Tebligat Yönetmeliği'nin 18, Avukatlık Kanunu'nun 41 ve HMK.nun 73, 81, 82, 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur.Yukarıda anılan yasal düzenlemeler karşısında, ödeme emri borçlu vekiline 11.12.2013 tarihinde tebliğ edildiğinden, İİK.nun 62. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra 20.05.2014 tarihinde icra dairesine yapılan itiraz süresinde değildir. Bu nedenle borçlu hakkındaki takip kesinleşmiştir. Alacaklının icra mahkemesinden fuzuli olarak itirazın kaldırılmasını talep etmesi, süresinde olmayan borçlu itirazına bir geçerlilik kazandırmaz. İcra dairesinin süresinde itiraz varmış gibi takibi durdurması İİK.nun 16/2. maddesinde öngörülen bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup süresiz olarak şikayet edilebilir.O halde, borçlunun yasal süreden sonra icra dairesine yaptığı itiraz sonuç doğurmayacağından ve kesinleşen takibe devam etmek imkanı bulunan alacaklının itirazın kaldırılması için İcra Hakimliğine başvurması yasaya aykırı ve fuzuli bir başvurudan ibaret olduğundan, mahkemece itirazın kaldırılması isteminin bu nedenle reddi gerekirken borçlunun itirazının esası incelenerek ve icra inkar tazminatına hükmedilerek itirazın kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.