Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 29409 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 16559 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Gaziosmanpaşa İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 02/04/2010NUMARASI: 2009/1865-2010/528Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Şikayetçi borçlu adına çıkarılan satış ilanı tebliği, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun tüzel kişilere tebligatı düzenleyen 12-13 ve Tüzüğün 18.maddelerine uygun olarak yapılmamıştır. Anılan Kanunun 12.maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13.maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde, ancak o zaman, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Tebligat Tüzüğünün 18.maddesinde selahiyetli kişilerin bulunmadığının tebligat belgesinde gösterilip, bunun açıklanması lüzumu hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, tebligat belgesinin incelenmesinde; anılan yasa hükümlerine uyulmadığı belirlendiğinden, tebligat işlemi usulsüzdür.(HGK.nun 22.6.1988 tarih ve 1988/12-266 sayılı kararı)Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre, borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Açıklanan nedenlerle mahkemece istemin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine dair hüküm tesisi doğru olmadığı gibi, kabule göre de mahkeme kararında hiçbir gerekçe gösterilmemesi de isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.