Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2909 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27955 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :İcra kefili tarafından emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.5510 Sayılı Yasa'nın 93. maddesinde; "Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez" düzenlemesi yer almaktadır.Öte yandan, 5510 Sayılı Yasa'nın 93. maddesinde değişiklik getiren ve 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Yasa'nın 32/2-b maddesine göre; "Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir." Bu düzenleme, İİK'nun 83/a maddesine göre özel nitelikte olduğundan, ... tarafından ödenen gelir, aylık ve ödeneklerin haczinde, takibin kesinleşmiş olması şartıyla 28.2.2009 tarihi sonrasında borçlunun haciz tarihinden önce hacze muvafakati geçerlidir. Bir diğer anlatımla, 5838 Sayılı Yasa'nın 32/2-b maddesi ile yapılan düzenleme usule değil esasa ilişkin olup, İİK'nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayılır ve öncelikle tatbik edilir. Diğer taraftan, hacze muvafakati icra kefili vermiş ise, sadece takip borçlusu yönünden takibin kesinleşmesi yeterli olmayıp, aynı zamanda icra kefili yönünden de takibin kesinleşmiş olması gerekir.Somut olayda, şikayetçi ...'un, ihtiyati hacze istinaden yapılan 27.04.2010 tarihli menkul haczi sırasında icra kefili olduğu, asıl borçlulara ödeme emri tebliğ edilip itiraz olmaksızın takip kesinleştikten sonra, adı geçen şikayetçiye icra emrinin 09.08.2010 tarihinde tebliğ edildiği, anılan şikayetçinin 12.07.2011 tarihinde emekli maaşı üzerine haciz konulmasına muvafakat ettiği, icra müdürlüğünce de alacaklı vekilinin talebiyle 07.03.2014 tarihinde icra kefilinin emekli maaşına haciz konulmasına karar verildiği görülmekte olup, bu durumda, şikayetçi icra kefilinin muvafakati, hakkındaki icra takibinin kesinleşmesinden sonra olduğundan geçerlidir. Bu nedenle 5838 sayılı Yasa ile değişik 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesine göre icra müdürlüğünce uygulanan haciz işleminde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.O halde, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.