MAHKEMESİ : Çorlu İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/04/2014NUMARASI : 2012/570-2014/199 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi banka vekilinin, haczi yapılan menkulün müvekkil bankaya ipotekli fabrika niteliğindeki taşınmazın mütemmim cüz ve teferruatı kapsamında olduğunu, bu nedenle taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceğini ileri sürerek hacizlerin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile İİK'nun 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Mahkemece makineler üzerinde keşif yapılmaksızın tam olarak uzmanlık alanının ne olduğu dosya kapsamından anlaşılamayan SMMM bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda haczedilen makine ve teçhizatın ipotekli taşınmazın mütemmim cüz ve teferruatı niteliğinde olup olmadığı hukuki değerlendirmesinin mahkemeye ait olacağı belirtilmiştir. Şikayetçi bankanın başlattığı takipte kendilerinin kıymet takdirine itirazı üzerine alınan raporda ise 1. ve 2. maddede belirtilen menkullerin bütünleyici parça niteliğinde olduğu, diğer makine ve teçhizatın ise eklenti niteliğinde olduğu, bunları kapsar şekilde dosyaya ipotek akit tablosu sunulmadığı, tapu kaydında da teferruat listesi bulunmadığından gayrimenkulden ayrı olarak haczinin mümkün olduğu belirtilmiş, mahkemece bu rapor hükme dayanak yapılarak şikayetin reddine karar verilmiştir. TMK. nun 684. maddesi hükmüne göre mütemmim cüz(bütünleyici parça) niteliğindeki şeyler, bütünden ayrı haczedilemez. Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Yani alacaklılar otel binasını satmadan binada bulunan eklenti niteliğindeki malları ayrı ayrı haczettirebilir ve sattırabilirler. Zira, eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. TMK'nun 862. maddesi uyarınca da ipotek, taşınmazı, bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı ve taşınmazın haczi onun bütünleyici parçalarını (TMK m. 684) ve eklentilerini de (TMK m.686) kapsar. İİK'nun 83/c maddesinin uygulanabilmesi için haczedilen menkullerin eklenti niteliğini taşıması gereklidir. Şikayete konu mahcuzlar anılan hükümler çerçevesinde eklenti niteliğinde iseler İİK'nun 83. maddesi uyarınca taşınmazdan ayrı haczedilemezler. Sonuç olarak hacze konu makinenin ipotek kapsamında olup olmadığının tespiti için ipotek akit tablosunda yazılı olup olmaması sonuca etkili olmayıp, niteliği itibariyle de eklenti vasfında olması gerekir. Somut olayda mahkemece şikayet konusu menkul ile ilgili ayrıca keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, kıymet takdirine itiraz üzerine alınan rapor içeriği esas alınarak karar verilmesi doğru olmadığı gibi, hükme esas alınan raporda ilk iki maddede belirtilen makineler dışındaki diğer makine ve teçhizatın TMK. nun 686. maddesinde geçen eklenti niteliğinde olduğu belirtmesinden sonra tapu kaydında teferruat listesi bulunmadığından gayrimenkulden ayrı olarak haczinin mümkün olduğu yazılmakla raporun kendi içinde çelişkili olduğu, ayrıca raporda şikayet konusu makineye ilişkin olarak bir değerlendirme de yapılmadığı görülmektedir. Mahkemece yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve ilkeler ışığında gerektiğinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle hacze konu makinenin teferruat niteliğinde olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken şikayetçi bankanın kendi takip dosyalarında yaptığı kıymet takdirine itiraz davasında alınan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.