Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28871 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21822 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/12/2013NUMARASI : 2013/1758-2013/1410 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında cari alacağa dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine girişildiği, alacaklının gösterdiği adreste haciz işlemi yapılmak istendiğinde icra müdürlüğünce adresin 3. kişi tüzel kişiliğe ait olduğu ve işyerinde borçlu adına şahsi evrak ve mal bulunamadığı haciz tutanağına geçirilmek suretiyle işlemin tamamlandığı ve alacaklı vekilinin alacağın borçlunun şahsi borcundan değil şirketteki hissesinin alacaklıya devrinden kaynaklanması nedeniyle 3. kişi şirketin mallarına borçlunun hissesi oranında haciz konulabileceğini ileri sürerek icra müdürlüğü işleminin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 79/1. maddesi gereğince, icra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. Yine Aynı Kanun'un 85/1. maddesi gereğince, icra müdürlüğünce, borçlunun kendi yedinde veya üç??ncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı, haczedilecektir (HGK'nun 10/06/2009 tarih, 12-213/244 sayılı kararı). Buna göre kural olarak icra müdürünün haciz talebini yerine getirme konusunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığının kabulü gerekir. Ancak kural bu olmakla birlikte, İİK'nun 82. maddesine 02/07/2012 tarih ve 6352 Sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen son fıkra da yer alan “İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir” düzenlemesi karşısında, icra memurunun haczi talep edilen malın bu madde uyarınca haczinin kabil olup olmadığını değerlendirerek, bu doğrultuda haciz talebini yerine getirip getirmeme konusunda takdir yetkisi vardır. Görüldüğü gibi burada tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, haczi istenen taşınırın 3. kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisi yoktur. Böyle bir durumda yapılması gereken iş, 3. kişinin istihkak iddiasının tutanağa geçirilip İİK'nun 97. ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletmektir. O halde mahkemece alacaklının şikayetinin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.