MAHKEMESİ: Kadıköy 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 09/02/2012NUMARASI: 2011/938-2012/184Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine karşı borçlu vekilinin, müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin herhangi ikisinin müşterek imzası ile borç ve taahhüt altına sokulabileceğini, dayanak bononun ise tek imza ile düzenlendiği için şirketin borçtan sorumlu olmadığını ileri sürerek borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır.TTK.nun 690.maddesi göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken aynı kanunun 626 ve 642/2. maddeleri gereğince, muayyen bir günde veya keşide gününden veya görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şartını havi bir bonoya dayanarak hamilin lehtara müracaat edebilmesi, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlıdır. Alacaklı hamil, anılan madde koşullarında protesto keşide etmeksizin, lehtar olan itiraz eden borçluyu takip edemez. Zira, keşideci protesto edilmediği için lehtar cirantaya karşı müracaat hakkını kaybeder.Somut olayda, takibe konu 22.05.2011 vadeli senedin 07.06.2011 tarihinde ve yukarıda sözü edilen yasal sürenin geçmesinden sonra protesto edildiği, bu durumda alacaklı hamilin çekin lehdarı olan borçlu şirkete karşı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmaktdır.O halde, mahkemece İİK’nun 170/a-2. maddesi hükmü uyarınca bu husus re’sen gözetilerek, başkaca inceleme yapılmaksızın, alacaklının müracaat hakkını kaybettiği gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmemesi isabetsiz ise de; temyiz edenin sıfatına göre bu durum bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak İİK’nun 170/a maddesinde takibin iptaline karar verilmesi halinde tazminat öngörülmediği için alacaklının %20 oranda tazminat ile sorumlu tutulması isabetsiz ve hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Kadıköy 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 09.02.2012 tarih ve 2011/938 Esas, 2012/184 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün ikinci paragrafında yer alan “Takip konusu asıl alacağın %20'si üzerinden hesaplanacak tazminatın davalı-alacaklıdan alınarak davacı-borçluya verilmesine” cümlesinin tamamının karar metninden çıkartılmasına kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.