Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28536 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22255 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Mersin 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/11/2013NUMARASI : 2012/643-2013/538 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 08/05/2014 tarih, 2014/10584 Esas - 2014/13542 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, sair itiraz ve şikayet nedenleri yanında, çek bedelinin dava dışı, takibin diğer borçlusu çekin lehtarı Asude Akaryakıt Ltd. Şti’ne ödenmesinden sonra, keşide tarihinde tahrifat yapılarak müvekkilinin bilgisi dışında paraflandığını, paraf imzasının da keşideciye ait olmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yapılan inceleme sonunda çek üzerindeki imzanın ve çek keşide tarihi yanındaki imzanın keşideci şirket yetkilisine ait olmadığı, keşidecinin lehtar şirket hakkında açtığı menfi tespit davasının kabulüne karar verilerek Yargıtay ilgili özel dairesince onandığı gerekçesiyle itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. İİK'nun 170/a-son maddesinde; her ne suretle olursa olsun, borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise, alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı nedeni ile takibin iptal edilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Çekin keşide tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK'nun 708. maddesine göre; yasal süresinde çekin muhatap bankaya ibrazı zorunlu olup, ibraz edilmemesi halinde hamil (alacaklı), aynı TTK'nun 708 ve 720. maddeleri gereğince takip borçlularına karşı müracaat hakkını kaybeder. Süresinde bankaya ibraz edilmeyen çek, adi havale niteliği taşıdığından borç ikrarını da içermez. Bu itibarla, borçlu hakkında bu belgeye dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılamaz. Bu husus, süresinde yapılan itiraz veya şikayet üzerine mahkemece re'sen gözetilir. Bilindiği üzere HUMK'nun 298. maddesinde; (HMK. 207. maddesi) "senette mevcut bulunan .... silinti ayrıca tasdik edilmemişse inkar halinde keenlemyekündür" hükmü yer almaktadır. Yani, senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde yok hükmündedir. Bu nedenle senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekir. Bu şekilde yapılan imzaya veya paraf imzasına itiraz halinde, mahkemece, yöntemince imza incelemesi yapılmalıdır. Düzeltmenin onaylı olmaması veya imzanın keşideciye ait olmadığının anlaşılması halinde, düzeltme yok hükmünde olup, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. Bu durumda çekin tahrifattan önceki keşide tarihi esas alınarak ibrazın süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Ne var ki; somut olayda, borçlu icra mahkemesine sunduğu itiraz dilekçesinde, çek bedelinin lehtara ödendiğini de beyan ettiğine ve bu haliyle borç kabul edilmiş olduğuna göre, İİK’nun 170/a maddesi gerekçe gösterilerek takibin iptaline karar verilemez. Borçlunun, takibin diğer borçlusu olan dava dışı lehtar şirket hakkında açtığı menfi tespit davasının kabulüne karar verilip bu kararın onanması ise, sözkonusu menfi tespit davasının tarafı olmayan alacaklı aleyhine hukuki sonuç doğurmaz. O halde, mahkemece; borçlunun sair itiraz ve şikayetleri incelenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, icra takibinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 08/05/2014 tarih ve 2014/10584 E. - 2014/13542 K. sayılı onama ilâmının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair karar düzeltme nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 27/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.