MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/05/2013NUMARASI : 2013/223-2013/174 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı vekili tarafından tüketici kredi sözleşmesi ve kredi kartı kullanımından kaynaklanan alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek (7) numaralı ödeme emrinin borçlu K.. B..’a 06.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlu vekilinin ise mirası reddettiklerine ilişkin mahkeme kararı sunarak takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Öncelikle İİK.nun 53. maddesi üzerinde durmak gerekir. Anılan maddeye göre; “Terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır. Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse bu hususta Kanunu Medenide muayyen müddetler geçinceye kadar takip geri kalır.” Bu maddenin uygulanabilmesi için icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin, takibe başlandıktan sonra ölmüş olması gerekir. Somut olayda ise icra takibi mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olmakla İİK.nun 53.maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Öte yandan İİK.nun 16.maddesinde düzenlenen şikayet ise, icra ve iflas dairelerinin işlemlerinin kanuna ve hadiseye uygun olup olmadıklarının denetlenerek, bunların iptali veya düzeltilmesi ile bir hakkın yerine getirilmemesi veya sebepsiz sürüncemede bırakılması halinde bu hakkın yerine getirilmesinin sağlanması için başvurulan takip hukukuna özgü özel bir yol olup, olayda İİK.nun 53. maddesinin uygulama yeri bulunmadığından şikayet yolu ile de icra takibinin iptali yoluna gidilemez. Pek tabiidir ki İİK.nun 53. maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak ilgililer İİKnun 16. maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayette bulunabilirler. İİK.nun 53. maddesine aykırılık iddiası ise kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca şikayet süresiz olacaktır. Hak ehliyeti bulunan her gerçek(MK. m.8) ve tüzel(MK. m.48) kişi icra takibinde taraf(alacaklı veya borçlu) olma ehliyetine de sahiptir (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.137, Kasım 2004-İstanbul). Hakkında takip yapılan muteriz borçlu, hak ehliyetine sahip olmadığı yönünde bir iddiada bulunmadığına göre taraf ehliyeti mevcuttur. Bu nedenle borçlunun murisin borcundan sorumlu olmadığına ilişkin iddiasının taraf ehliyeti ile ilgisi yoktur. İcra takibine konu kredi sözleşmesinin borçlusu, takip borçlusunun murisi olup, takip muteriz borçlu hakkında mirasçı sıfatı ile yapılmaktadır. Borçlu ise mirası reddettiğinden murisin borcundan sorumlu olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadığını ileri sürmektedir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara, borca itiraz denir (m 60/3; c.3; m.60/4; karş: m. 169). Mesela ödeme, takas, zamanaşımı, borcun mueccel olduğu, borcun şarta bağlı olduğu, icra dairesinin yetkisiz olduğu ve sıfat itirazı gibi (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.225 2013-Ankara)." Yapılan bu açıklamalar doğrultusunda borçlunun başvurusunun, İİK.nun 62. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu kuşkusuz olup, borca itirazın ise aynı Kanunun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur. Nitekim mirasın reddine ilişkin mahkeme kararı 21.06.2012 tarihli olup, 25.04.2013 tarihinde yapılan icra takibinden ve dolayısıyla ödeme emrinin tebliğinden önce alınmıştır. O halde mahkemece, icra takibinin şekline göre borçlunun borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmesi gereksiz ve geçersiz bir işlem olup, sonuç doğurmayacağı gözönünde bulundurularak istemin reddine karar verilmesi gerekirken, borçlunun bu husustaki başvurusunun, taraf ehliyetine ilişkin ve süresiz şikayete tâbi olduğu gerekçesiyle istemin kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.