MAHKEMESİ : Manavgat İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/04/2015NUMARASI : 2014/431-2015/203Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından başlatılan takipte, borçlunun, ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.HMK.nun 20. maddesi gereğince, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise, bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.Somut olayda, Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05.06.2014 tarih ve 2014/624 E.- 735 K. sayılı kararı ile mahkemenin yetkisizliğine, talep halinde, dosyanın yetkili ve görevli Manavgat İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bor??lu vekilinin 26.06.2014 tarihinde dosyanın yetkili icra mahkemesine gönderilmesini istediği görülmektedir.İİK.nun 134/4. maddesi gereğince, ihalenin feshi davalarında verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararları kesindir. HMK.nun 20.maddesine göre, verildiği anda kesin olan görevsizlik veya yetkisizlik kararlarında, bu kararın verildiği tarihten itibaren iki hafta içinde dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenmesi zorunludur. Bu açıklamalar ışığında olaya bakıldığında, borçlu vekili, yetkisizlik kararından itibaren HMK.nun 20.maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süreyi geçirdikten sonra, dosyanın yetkili icra mahkemesine gönderilmesi isteminde bulunduğundan, mahkemece, HMK.nun 20. maddesi hükmünün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle Hukuk Genel Kurulu’nun 06/10/2004 tarih ve 2004/1-433 Esas sayılı kararında benimsendiği gibi, aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, öncelikle HMK.nun 20. maddesi uyarınca re'sen davanın açılmamış sayılmasına ve esasa girilmemesi nedeniyle de para cezası hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin ihalenin feshi isteminin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re'sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.