Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28329 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12556 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Turgutlu Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ: 31/12/2009NUMARASI: 2009/1448-2009/1372Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı hissedar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Ortaklığın giderilmesine ilişkin ilamın infazı için yapılan ihalenin mahkemeden feshinin istenmesi halinde tüm paydaşların ve alıcıların taraf gösterilmesi gerekir. Taraf teşkili sağlanmadan yargılama sonuçlandırılamaz. Mahkeme taraf teşkilinin sağlanması için davacı tarafa kesin süre verebilir. Kesin süre, HUMK'nun 159 ve 163. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu hüküm yargılamanın süratle yerine getirilmesi amacıyla konulmuştur. Bu madde hükümlerine göre verilen sürenin bir sonuç doğurabilmesi için kesin süreye konu işlemin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi ve bu işlemin niteliğine göre makul bir sürenin belirlenmesi gerekir. Ancak makul bir süre verildiği takdirde karşı taraf lehine kazanılmış bir hak doğar.Somut olayda hissedar vekili ortaklığın giderilmesi ilamına dayalı olarak yapılan ihalenin feshi için Turgutlu Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın yargılanması sırasında 14/09/2009 tarihli duruşmada davalı hissedarlardan M. O..ın vefat ettiğini, veraset ilamının alınması için yetki ve mirasçıların davaya dahil edilmeleri için süre verilmesini talep ettiği, mahkemece aynı günlü duruşma ara kararının 3. maddesinde; "Davacı vekiline M. O..'ın veraset ilamını almak üzere dava açması için yetki ve veraset ilamı aldığından mirasçıları davaya dahil etmek üzere dilekçe vermesi ve her birine tebliğ için 5 TL posta pulu masrafı vermesi için 20 günlük kesin süre verilmesine, aksi takdirde davanın reddine karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı) " aynı duruşma ara kararının 4. maddesinde ise; "Davacı vekiline E. ve F. O.. olarak belirtilen davalıların soyadları hakkında düzeltme dilekçesi ve düzeltilmiş soyadları ile tebligat çıkartılmak üzere her biri için 5 TL posta pulu masrafı verilmesi için 20 günlük kesin süre verilmesine, aksi takdirde davanın reddine karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı)" cümleleri ile kesin sürenin verildiği görülmektedir. Davacı vekilince verilen kesin süre içinde istenilen işlemlerin yerine getirilemediği bir sonraki 12/11/2009 tarihli duruşmada M. O..'ın nüfus kayıtları müvekkili tarafından getirilmediği için veraset davası açamadığından söz ederek yeniden kesin süre belirtilerek işlemleri yapmak üzere süre talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen bu kesin süre, kesin süre içinde yapılacağı işin özelliği gözetildiğinde yeterli ve makul bir süre olmadığı açıktır. Bu nedenle kesin süre hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece yeniden şikayetçi tarafa istenilen işlemleri tamamlayabileceği makul bir kesin süre verilerek taraf teşkilini tamamladıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, kesin süre gerekleri yerine getirilmemiş olduğundan bahisle 19 ada, 10 parselle ilgili davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Davacı hissedar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.