Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2817 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 24313 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ: İstanbul 3. İcra MahkemesiTARİHİ: 15/12/2006NUMARASI: 2006/1554-2006/1387Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. Harç yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da bu amaca yönelik olduğundan alacaklıya ödeme sırasında alındığına göre, takip masrafları çıkarıldıktan sonra kalan miktar üzerinden alacaklıdan tahsil olunur. 492 Sayılı Harçlar Kanununda harcın ödeme zamanı matrahı miktarı belirlenmiştir. Nitekim Harçlar Kanununun 28/b maddesinde icra takiplerinde tahsil harcı alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeneceği hüküm altına alınmıştır.Keza Harçlar Kanunun 32. maddesinde ise harcın mükellefi alacaklı olmasa dahi müteakip işlemleri yaptırmak için ilgilisi tarafından ödenmeyen harç diğer taraf ödeyerek bilahare sorumlusundan tahsili etmek koşulu ile işleme devam olunacağı açıklanmıştır. Keza Harçlar Kanununun 128. maddesi gereğince gerekli harçlar tamamın alınmadan işlem yapan memurlar harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumlu olurlar. Ne var ki anılan yasanın 130. maddesi ise bu kanunda ödemeleri için belli bir süre belirlenmiş harçlar süresi içinde ödenmemiş ise ilgilileri tarafından sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde müzekkere ile o yerin ilgili vergi dairesine bildirileceği belirtilmiştir. İİK.nun 15. maddesi ise harcın kim tarafından ödeneceğini açıklayarak “İcra ve İflas Harçlarını kanun tayin eder. Kanunla hilafı yazılı değilse bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur” demekle tahsil harcının sorumlusunun borçlu olduğunu açıklamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 22.9.2004 tarih 2004/12-491 Esas sayılı kararı ile paranın tahsili anında devletin harçla ilgili kaybını önlemek Harçlar Kanununun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere tahsil anında tahsil harcının alacaklıdan tahsili gerekeceğine karar verilmiştir. Dairemizce H. G. K. kararına uygun olarak tahsil harcının alacaklıdan tahsil edilebileceği görüşü benimsenmiştir. Ancak Harçlar Kanunun 32. maddesinin söz konusu olmadığı hallerde dosya hesabı kapatılırken İİK.nun 12. maddesi gereğince borçlunun borcu, alacaklının ödediği tahsil harcı kadar devam edeceğinden alacaklının ödediği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır.Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere tahsil harcının sorumlusu borçlu olup, alacaklının harçtan muaf olması ihale bedeli olarak icra dosyasına giren ve alacaklıya ödenecek paradan tahsil harcı kesilmesine engel teşkil etmez. O halde Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir.Kabule göre de; 492 Sayılı Harçlar Kanununun 5035 Sayılı Kanunun 31.maddesi ile değişik 123/son maddesinde; (....alacaklı bankanın kullandırdığı kredinin geri ödenmesine ilişkin işlemlerin harca tabi olmadığı ....) açıklanmıştır. Harçlar Kanunda ki bu düzenleme yargı harçlarını ve dolayısıyla tahsil harcını kapsamayacağından, mahkemenin aksi yöndeki kabulü doğru görülmemiştir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.