MAHKEMESİ: Adalar Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/10/2011NUMARASI: 2011/201-2011/236Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Taviz bedeli, eski vakıflar hukuku açısından "rakabe" kuru mülkiyet hakkı karşılığı, tasarruf (intifa-yararlanma-kullanma) hakkı bedeli, icare ve mukataa (kira) karşılığı anlamına gelmekte olup, mukataalı ve icareteynli taşınmazların serbest tasarrufa terki için alınan bir bedeldir. 2762 Sayılı V.K.'nun 26. maddesi gereğince vakfa ait taşınmaz malların icareteynli ve mukataalı olarak kiraya verilmesi yasaklanmış, daha önce verilenlerin ise, 2762 Sayılı Kanunun 27 ve 28. maddelerini değiştiren 4103 Sayılı Yasa ile tasfiyesi öngörülmüştür. 2762 Sayılı Vakıflar Kanunu'nun 29/1. maddesinde on yıl içinde bu kanun hükümlerine göre taviz vermek yolu ile icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmiş olan taşınmazların mülkiyetinin on yıl sonunda kendiliğinden mutasarruflarına geçeceği ve vakf??n hakkınında ivaza dönerek taşınmazın tamamının bu ivaz karşılığı birinci derece ve birinci sırada ipotekli sayılacağı açıklanmıştır. Maddede açıklanan ve taviz bedeli olarak isimlendirilen ivaza (bedele) dönüştürülen vakıf alacağının icare ve mukataa bedeli olduğu şüphesizdir. Anılan kanun hükmüne göre taviz bedeli bir gayrimenkul mükellefiyetidir. Türk Medeni Kanunu'nun taşınmaz yükünün (mükellefiyetinin) niteliğini düzenleyen 849. maddesinde taşınmaz malikinin değişmesi halinde yeni malikin başka bir işleme gerek bulunmaksızın taşınmaz yükünün yükümlüsü olacağı belirtilmiştir. Bu nedenle taşınmaz mükellefiyeti niteliğini alan taviz bedelinden yeni malikin sorumlu tutulması gerekir.Öte yandan 20.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu'nun 18. maddesinde; taviz bedelinin, paydaşlığın giderilmesi davasının sonucu satışına karar verilen taşınmazın satışından elde edilecek bedel üzerinden hesaplanacağının, taviz bedelinin tamamı vakıf adına ödenmedikçe taşınmaz üzerindeki temliki tasarrufların tapu dairelerince tescil olunmayacağının belirtilmesi karşısında, taviz bedelinin sorumlusunun yeni malik olduğu açıkca anlaşıldığından taviz bedelinden paydaşlığın giderilmesi davasının tarafları sorumlu tutulamaz.sSomut olayda ortaklığın giderilmesi davası üzerine yapılan satış sonucu taşınmazın paydaş Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ihale edildiği anlaşılmaktadır.mahkemece, açıklanan bu hukuki olgu gözetilmeden şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçeyle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.