MAHKEMESİ : İstanbul 17. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/03/2014NUMARASI : 2014/75-2014/234 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının borçlu aleyhinde genel haciz yolu ile başlattığı ilamsız icra takibinde, borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 09.01.2014 olarak kabulüne karar verilmesini istemiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 10/1. maddesinde; ''Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir'' hükmü yer almaktadır. 11.01.2011 tarihli 6099 Sayılı Kanun'un 3. maddesiyle eklenen aynı Kanun'un 10/2. maddesine göre ise; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır'' düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Yasa'nın "Tebliğ İmkansızlığı Ve Tebellüğden İmtina" başlıklı 21. maddesine 6099 Sayılı Kanun'un 5. maddesiyle eklenen 21/2. maddesinde de; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır'' hükmüne yer verilmiştir. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre ise; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79'uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir'' düzenlemesi öngörülmüştür. Aynı Yönetmeliğin 31/1-c maddesinde de; ''Tebliğ memuru, ek-1'de yer alan (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır'' hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; şikayetçi borçlu adına ödeme emrinin önce "... Mahallesi ... Sok. No:8 Kat:4 D:26 Şişli / İstanbul" adresine tebliğ için gönderildiği, bila tebliğ iade dönmesi üzerine bu kez, ödeme emri tebligatının ''...Mah. .... Cad. No:49 İç Kapı No:1 Beşiktaş/İstanbul" adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ evrakı üzerinde sadece ''mernis adresi'' ibaresinin yer aldığı, dağıtıcı tarafından, 20.06.2013 tarihinde; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adres olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Teb.K.M. 21/2 gereğince ... Mahallesi Muhtarına tebliğ edilmiştir. Düzenlenen haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı'' kaydı ile tebliğ işleminin tamamlandığı görülmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebliğ evrakı üzerine; "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran merci tarafından anılan şekilde şerh verilmeden salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, dağıtıcı tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin TK'nun 32. maddesine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.