Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 27799 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25135 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Hatay İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2013/575-2013/715 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 15/05/2014 tarih, 2014/10517-14469 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Takip dayanağı bononun tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK.'nun T.T.K.’nun 688/6.maddesi gereğince senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 689/son maddesine göre ise, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu'nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tanzim yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda, takip dayanağı bonoda, keşidecinin “M..A.. ve A...Ul.... Nak. ve Tic. Ltd. Şti.” olduğu ve keşideci şirketin adının yanında adresinin “Reyhanlı” olarak yazıldığı görülmüştür. Bononun keşidecilerinden birisinin adının yanında idari birim adının yazılması yeterli olup, buna göre takip dayanağı senette tanzim yerinin “Reyhanlı” olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, takibe konu belgenin, kambiyo senedi niteliğini haiz olmaması, İİK'nun 170/a maddesi hükmü gereğince takibin iptali sebebi ise de, aynı maddenin "Her ne suretle olursa olsun, ...borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise...” şeklindeki son fıkrası uyarınca, icra mahkemesi, yukarıda belirtilen sebebe dayanarak İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar veremez. Borçlu şirket vekili tarafından verilen 15.11.2013 havale tarihli itiraz dilekçesinde de; “...söz konusu borç alacaklıya ödenmiş olduğundan borçlu olmayan müvekkil şirket yönünden yapılan icra takibinin iptalini talep etmek zorunluluğu doğmuştur...” denilmek suretiyle borcun kabul edilip ödendiği ileri sürüldüğüne göre, İİK.'nun 170/a-son maddesi hükmü uyarınca, takibe dayanak bononun kambiyo senedi niteliği taşımadığı nedeni ile de takibin iptaline karar verilemez. O halde, mahkemece, borçlunun diğer itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 15.05.2014 tarih ve 2014/10517 E., 2014/14469 K. onama ilâmının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.