Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2767 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 22396 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İzmir 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 08/06/2010NUMARASI: 2010/636-2010/822Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Tebliğ tarihinin düzeltilmesi isteminde bulunan İsgem İş Sağlığı ve Güvenliği Ltd.Şti.hakkında, fatura alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibi için adı geçenin adresine gönderilen örnek (7) ödeme emrinin "tevziat saatinde işyerinin kapalı olduğu, tebliğ parçasının muhtara teslim edildiği, 2 no'lu ihbarın da şirket kapısına yapıştırıldığı ve komşuya haber verildiği belirtilerek, 7201 Sayılı Kanun'un 21.maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili şikayetinde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, İİK.nun 61.maddesine göre de takibin iptali gerektiğini ileri sürmüştür.Borçlu şirketin ticaret sicilinde yazılı adresine gönderilen tebligatın, 7201 Sayılı Kanun'un 21.maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Tüzüğün 28.maddesindeki koşulları araştırması gerekli değildir.Zira muhatabın adreste bulunmaması halinde bunun nedeninin araştırılması gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Öte yandan, Tebligat Tüzüğü'nün 18.maddesi, mutad iş saatlerinde tebligat yapılacak yetkili kişilerin bulunmaması haline münhasır olup, adresin tamamen kapalı olması halinde Tüzüğün 18.maddesi uygulanamaz. Şikayetçi şirket vekilinin vekaletnamesi ekinde ibraz ettiği imza sirkülerinde de, tebligat yapılan adresin ticaret sicilde kayıtlı adres olduğunun da anlaşılması nedeniyle borçlu şirkete yapılan tebligat bu haliyle geçerli olup, mahkemece şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.Kabule göre de; İİK.nun 61.maddesi gereğince takibe dayanak yapılan belgenin bir örneğinin ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilmediğine ilişkin şikayetin süreye tabi olması ve şikayetin, örnek 7 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarih olan 13.04.2010 tarihine göre yasal 7 günlük süreden sonra yapılması nedeniyle, bu konudaki şikayetin süreden reddi gerekirken kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi de doğru değildir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.