MAHKEMESİ : İstanbul 14. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/11/2013NUMARASI : 2012/1468-2013/912 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 31.03.2014 tarih, 7515/9273 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından, İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2012/20815 E. sayılı takip dosyası ile borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1.fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasanın 3.maddesi ile eklenen aynı yasanın aynı maddesinin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Yine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır. Somut olayda takip dayanağı senetlere dayalı olarak alacaklı tarafından daha önce İstanbul 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/23310 E.sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte, takibin iptali talebi ile icra mahkemesine yaptığı başvuruda, adresini; “.... mahallesi ... Cad. No:12 ... Apt Kat: 3 D:5 Mahmutlar/Alanya/ANTALYA” olarak beyan ettiği, takibin iptali talebinin reddi üzerine, kararın, Dairemizin 17.05.2012 tarihli ilamı ile bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17.10.2012 tarih ve 2012/589 E., 2012/1062 K. sayılı kararı ile takibin iptaline karar verildiği, mahkemenin karar başlığında da borçlu adresinin dava dilekçesinde beyan edilen Alanya/Antalya adresi olarak belirtildiği, İstanbul 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/23310 E.sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibinin iptali üzerine, alacaklının aynı senetlere dayalı olarak İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2012/20815 E.sayılı takip dosyası ile 10.07.2012 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, takip talebinde borçlu adresinin “Ataköy 2,5,6 mahalle Kocatepe sok., no:7, iç kapı no 1 Bakırköy/İstanbul” olarak gösterildiği, borçlunun takip talebinde yer alan "Bakırköy/İstanbul" adresine gönderilen ödeme emri tebligatının 12.07.2012 tarihinde iade edildiği, iade gelen adresin borçlunun mernis adresi olduğunun tespit edilmesi üzerine, ödeme emri tebliğ işleminin bu adreste TK'nun 21/2. maddesine göre yapıldığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere, borçlunun, alacaklı tarafından bilinen adresi “Cumhuriyet mahallesi ... Cad. No:12 ....Apt Kat: 3 D:5 Mahmutlar/Alanya/ANTALYA” şeklinde olmasına rağmen, takip dosyası kapsamında bu adrese herhangi bir tebligat yapılmaksızın, ödeme emrinin, borçlunun adres kayıt sistemindeki adresine TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi, aynı Kanunun 10.maddesine aykırı olmakla, yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak addolunur. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile borçlunun tebligata muttali olduğu tarihin, TK'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihi olarak kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 31.03.2014 tarih ve 2014/7515 E.-2014/9273 K. sayılı onama ilâmının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.