Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 27459 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28478 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Kocaeli 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/03/2014NUMARASI : 2014/10-2014/166 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 09/06/2014 tarih, 2014/14197-16552 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi üçüncü kişinin, icra mahkemesine başvurusunda; Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinde borçlulara karşı açtığı tapu iptali ve tescil davası sonucunda davanın kabulü ile taşınmazın borçlu adına olan kaydının iptaline karar verildiği iddiasıyla, kesinleşen mahkeme ilamı doğrultusunda haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşmiş ilamı gereğince ilk haciz tarihi itibariyle de taşınmazın borçlu R.. H..’ın mülkiyetinde olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İcra müdürünün haciz işlemini gerçekleştirdiği sırada, bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır (HGK. nun 13.6.2001 tarih, 2001/12-461 E. - 2001/516 K.) Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumunu etkilemez. Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm de taşımadığından haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. Somut olayda, taşınmaz üzerine konulan haczin 29/06/2004 tarihli olduğu, Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tapu kaydının iptali ve tescil kararının ise 22/02/2011 tarihli olup kararın 15/06/2012 de kesinleştiği görülmektedir. O halde mahkemece, istemin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla, alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.06.2014 tarih ve 2014/14197 E., 2014/ 16552 K. sayılı onama ilâmının kaldırılmasına, Kocaeli 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 27/03/2014 tarih ve 2014/ 10 E., 2014/ 166 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.