Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27334 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 15122 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Ödemiş İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/04/2010NUMARASI: 2010/88-2010/137Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 170/a maddesinde, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığı veya kambiyo senedinden bu vasfa haiz olmadığı durumlarda (re'sen) mahkemece takibin iptaline karar verilebileceği belirtildikten sonra anılan maddenin son fıkrasında ise; "imza itirazının geri alınması veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise, kambiyo senedi vasfında olup olmadığı, alacaklının takip hakkı bulunup bulnmadığı konusu irdelenmez. " hükmünü içermektedir. Ne var ki, İİK'nun imzaya itirazı düzenleyen 170. maddesinde borcun kabul edilmesi imza itirazından vazgeçme anlamını taşımayacağından ve de anılan madde de 170/a maddesince paralel bir hüküm bulunmadığından mahkemece, imza itirazının esasının incelenmesi gerekirken, hükmüne uyulan bozma kararına uygun olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan şikayetin kabulü veya reddi halinde icra inkar tazminatı ve para cezasına hükmedileceğine ilişkin İİK'nun 18. ve müteakip maddelerinde yasal bir düzenleme bulunmadığı gibi, İİK.nun 170/3. maddesinde ( İcra Mahkemesinin 68/a maddesi 4.fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itirazı ile birlikte takip ikinci fırkaya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %40’dan aşağı olmamak üzere inkar tazminata ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilir ve itirazı reddedilir ) hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, takip durdurulmuş ise de, inkar tazminatı ve para cezasına hükmedilebilmesi için İİK.nun 68/a maddesi 4.fıkrasına göre inceleme yapılması koşulu oluşmadığından borçlunun inkar tazminatı ve para cezası ile sorumlu tutulması da doğru değildir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.